BURUN ESTETİĞİ
BURUN ESTETİĞİ NEDİR – BURUN DIŞ VE İÇ ANATOMİSİ NASILDIR
NAZAL DEFORMİTE NEDİR – SEPTAL DEVİASYON NEDİR
ESTETİK BURUN AMELİYATI NEDİR – RİNOPLASTİ VE SEPTORİNOPLASTİ NEDİR
ESTETİK BURUN AMELİYATI SIRASI VE SONRASI NASILDIR
Günümüzde çok sık uygulanan burun estetiği
ameliyatları, milattan 500 yıl önce Hindistan’da yaşayan cerrah
Sushruta’dan bu yana, insanların cerrahlara başvuru nedeni olan
girişimlerdir.
SÖZLÜK
Nazal deformasyon: Burun dış şekil bozukluğu
Septal deviasyon: Deviasyon, burun iç eğriliği, burun içi kıkırdak-kemik bölmenin eğriliği
Rinoplasti: Burun estetiği ameliyatı
Septorinoplasti: Burun estetiği ve burun iç eğriliği kombine ameliyatı
Burun ateli: Rinoplasti ameliyatını takiben burun sırtına yerleştirilen plastik vb. kalıp
Burun Estetiği Nedir – Burun Dış ve İç Anatomisi Nasıldır
Burun estetiği; kavramsal olarak
burnun estetik, güzel olarak algılandığı durumu tanımlamasına rağmen,
pratikte buruna yapılan estetik amaçlı müdahaleleri anlatmak için
kullanılmaktadır. Burun, insan yüzünün tam ortasında yer alan ve daha
ilk bakışta, farkında olmaksızın, dikkatin odağı olan yapıdır. Bu
nedenle kusurları, bir patoloji söz konusu olmasa da, estetik kaygıya
yol açar. Burun estetiği için hekimlerin tanımladığı ideale yakın
ölçüler vardır, ancak vaka bazındaki kararlarda asıl olan, kişinin hekim
süzgecinden geçmiş kendi beklentileridir. Burun estetiği ameliyatları;
doğumsal/yapısal, geçirilmiş travma, veya önceki problemli ameliyat
faktörleriyle oluşmuş şekil bozukluklarını düzeltmek için
uygulanmaktadır.
Burun dışı, kemik ve kıkırdak yapısında
bölümlerden oluşur. Üst kısmı oluşturan kemik bölüm, birbirleriyle
ortada kaynaşan bir çift ince nazal kemikten ve onları yanlardan
destekleyen üst çene kemiklerinin kalın burun çıkıntılarından meydana
gelir. Orta ve alt kısmı oluşturan kıkırdak bölüm ise 2 gurup
kıkırdaktan meydana gelir: Burnun orta kısmı, merkezde septum
kıkırdağının sırtıyla kaynaşan, bir çift büyükçe üst-dış yan kıkırdaktan
yapılıdır. Hekimler bu kıkırdakları “upper lateral” kartilajlar olarak
adlandırırlar. Burnun alt kısmı, yani burun ucu ise, nisbeten küçük bir
çift alt-dış yan kıkırdaktan yapılıdır. Bunlar kolumelle denilen alt
uçta birbirlerine bitişiktir, ancak yukarı burun sırtına doğru
genişleyerek birbirlerinden ayrılır ve beraberce bir çift kanat
görüntüsü oluştururlar. Hekimler bu kıkırdakları, “lower lateral” veya
alar kartilajlar olarak adlandırırlar.
Burun içi; nazal septum olarak adlandırılan ve
burnun ucundan genize kadar uzanan plak şeklinde bir bölme ile sol ve
sağ iki kanala ayrılmıştır. Bu burun kanalları veya boşlukları, ilk
bakışta zannedildiği gibi burun sırtına paralel, yani yukarı doğru
seyretmezler. Zaten üst kısım, kafa tabanı kemiği ile kaplı bir çıkmaz
halindedir. Burun kanalları, damağa paralel şekilde, arkaya doğru uzanır
ve genizde sonlanır. Septum dokusunun üzerini, tüm burun içi
dokulardaki gibi, mukoza adı verilen iç cilt kaplar. Nazal septum da
kemik ve kıkırdak içeren bölümlerden oluşur. Arka kısmı oluşturan kemik
bölüm yukarıdan aşağıya doğru; etmoid kemiğin dik plağının, küçük
vomer/kama kemiğin bütününün ve her iki üst çene kemiğinin orta
çıkıntılarının birbirleriyle kaynaşmasından meydana gelir. Ön kısmı
oluşturan kıkırdak bölüm ise, septal kartilaj denilen tek parça büyük
dörtgen bir kıkırdaktan meydana gelir. Burnun içinde, ayrıca, burun
etleri bulunmaktadır. Burun eti; burnun içinde, burun kanallarının yan
duvarlarına asılı, bol miktarda kan içeren, süngersi yapıdaki dokuların
herbiridir. Hekimler burun etlerini, konka olarak adlandırırlar. Burun
etleri burnun girişinden genize doğru, farklı büyüklüklerde birer bamya
şeklinde uzanır. Konkalar her bir burun deliği kanalında, üst üste
yerleşmiş, birbirine paralel, üçlü dizi halindedir: Üst konkalar, orta
konkalar ve alt konkalar. Bunların arasında estetik burun ameliyatları
sırasında önemli olanlar alt konkalardır. Alt konkalar büyüktür,
hacimlerinin artıp azalmasıyla burundan geçen hava miktarını ayarlar ve
bu geçiş sırasında havayı ısıtır-nemlendirirler.
Burun valvleri, burun boşluklarının en dar, hava
geçişinin en zor olduğu özellikli kısımlarıdır. Burunda, dış ve iç valv
denilen 2 darlık bölgesi bulunur. Bu bölgelerde oluşan patolojiler
kolaylıkla burun tıkanıklığına yol açarlar. Dış valv, kolumella denilen
burun ucu ile alt-dış yan kıkırdakların kanatlarının alt kenarları
arasında, yani burun kanallarının hemen girişinde oluşan dar oval
alandır. Dış valv, veya hekimlerin tanımlamasıyla eksternal nazal valv,
anatomik darlıktan ziyade, solunum sırasında büzüşmeyle fonksiyonel
darlık oluşturur. İç valv diğerinin yaklaşık 1-1.5cm gerisinde bulunur.
Bu valv alt konka başlangıcı, septal kıkırdak başlangıcının biraz arkası
ve burun tavanını oluşturan üst-dış yan kıkırdakların tam başlangıcı
arasında oluşan dar-kavisli alandır. İç valv, veya hekimlerin
tanımlamasıyla internal nazal valv, burnun anatomik olarak en dar
kısmını oluşturur.
Nazal Deformite Nedir – Septal Deviasyon Nedir
Nazal deformite, burnun dış şekil
bozukluklarını tanımlamak için kullanılan bir kavramdır. Burun
deformitesi, doğumdan itibaren var olan yapısal bir durum veya sonraki
yıllarda yaralanma sonucu oluşmuş travmatik bir durum olabilir. Aslında
estetik amaçla yapılan burun ameliyatları, çoğunlukla, patolojik ölçekte
burun deformitelerinden ziyade, estetik sıkıntı yaratan daha sınırlı
burun kusurlarını düzeltmek için uygulanır. Burnun şekil bozukluğu,
kemik ve kıkırdak yapıların farklı bölümlerinden kaynaklanabilir. Burun
sırtında kemer varlığı, burnun uzun olması, burun projeksiyonunun az
olması, burun ucunun düşük olması, burun kanatlarının geniş olması sık
karşılaşılan estetik problemlerdir. Ancak burun sırtının çökük olması,
burnun kısa olması, burun projeksiyonunun fazla olması, burun ucunun
aşırı kalkık olması, burun kanatlarının dar-zayıf olması şeklinde zıt
kusurlar da görülür.
İntranazal patolojiler, yani burun içi patolojiler
de, çoğu zaman burnun dış-estetik problemlerine eşlik ederler. Nazal
deformiteli hastaların önemli bir bölümünde burundan nefes almada da
sıkıntı vardır. Bu sıkıntıyı yaratan en sık nedenler; septal deviasyon
denilen iç eğrilik ve konka hipertrofisi denilen burun etleri büyümesi
tablolarıdır. Rinoplasti ameliyatları redüksiyon, yani küçültme amacıyla
uygulandığında, özellikle osteotomi lateral denilen girişimle burun
kemikleri içe doğru kırıldığında, var olan burun içi darlık
şikayetlerinin artması ihtimali de ayrıca söz konusu olur.
Deviasyon, ya da tam ifadesiyla septal deviasyon,
burnun ucundan genize uzanan ve burnun içini iki boşluğa ayıran nazal
septumun eğriliğidir. Deviasyon, doğumdan itibaren var olan yapısal bir
durum veya sonraki yıllarda yaralanma sonucu oluşmuş travmatik bir durum
olabilir. Kati nedeni belirlemek güçtür. Her hastada eğriliğin olduğu
kısımlar ile bunların sayısı ve ciddiyeti farklıdır. Patolojiler basit
hafif eğriliklerden, kamamsı çıkıntılara, kıkırdak katlanmalarına, hatta
geçişi tamamen engelleyen kıkırdak-kemik kırıklarına kadar çok farklı
özellikler gösterebilirler. Aslında her insanın burun septumunda minör
eğrilikler bulunabilir. Klinik açıdan anlamlı deviasyonlar,
şikayet-bulgu-komplikasyon üçlüsü değerlendirilerek, hekimler tarafından
belirlenir. Genel bir kural olarak septumun arka bölümündeki eğrilikler
ancak ileri düzeyde olduklarında tıkanıklığa yol açarlarken, septumun
ön bölümündeki eğrilikler hafif düzeyde bile olduklarında burun
fonksiyonlarını bozabilirler. Eğrilik, özellikle önde iç nazal valvin
burun çatısına yakın yüksek dar kısımlarında olursa, fonksiyonel etkisi
çok fazla olur. Diğer taraftan septal deviasyonlar burun sırtı veya
burun ucu hizasında olduklarında, estetik problem yaratan dış nazal
deformitelere de yol açarlar.
Burun eti büyümesi, konka denilen burun etlerinin,
özellikle alt konkaların hacimlerinin kalıcı olarak artmasıdır.
Hekimler bu durumu konka hipertrofisi olarak adlandırırlar. Alt konka
hipertrofisi, özellikle deviasyon varlığında burun tıkanıklığını
artırır. Konka başlangıcı hizasındaki hipertrofi, iç nazal valvi
daraltacağından, bu ön bölgedeki septal deviasyonlara benzer şekilde,
solunum fonksiyonunu çok bozar.
Estetik Burun Ameliyatı Nedir – Rinoplasti ve Septorinoplasti Nedir
Estetik burun ameliyatı, burunda
şekil bozukluklarına ve estetik kusurlara yol açan, kıkırdak ve kemik
yapıdaki deformitelerin düzeltilmesine yönelik cerrahi işlemdir.
Hekimler bu girişimi rinoplasti ameliyatı olarak adlandırırlar. Estetik
kusur ile beraber iç eğrilik problemi de varsa, rinoplasti girişimine
yani burun estetiği ameliyatına, septoplasti girişimi yani içeğrilik
ameliyatı ilave edilir. Bu durumu bir bütün olarak tanımlamak içinse
hekimler, septorinoplasti sözcüğünü kullanırlar.
Estetik burun ameliyatında planlama, çok
önemlidir. Her insanın burun şekli birbirinden farklıdır. Ayrıca her
insanda ameliyatla erişilmesi planlanan nihai durum da farklıdır.
Dolayısıyla burun estetiği ameliyatları tek bir cerrahi teknik üzerine
kurulu değildir. Burun deformitesi değerlendirmesinde cild, kemik ve
kıkırdak yapı tek tek incelenir. Ameliyat planı yapılırken, hastanın
burnuna yönelik beklentilerinin yanısıra, yüzünün şekli ve oranları
mutlaka göz önüne alınır. Aksi taktirde teknik olarak başarılı olsa da,
kişinin yüz anatomisine uyumsuz bir sonuç riski oluşur.
Rinoplasti yaklaşımları;endonazal yani burun
içinden çalışma ve eksternal yani burun dışından çalışma şeklinde 2 ana
yöntemle uygulanır. Endonazal yaklaşımda bütün kesi ve dikişler burun
içinde gizlenir. Eksternal yaklaşımda da kesilerin asli kısmı burun
içinde bulunur ve yalnızca burun ucuna 3-4mm uzunluğunda, ilerde izi
hemen hiç belli olmayacak, minik bir kesi uygulanır. Bu yöntemlerin
farklı avantajları vardır. Her cerrah hastalarla konuşarak, hasta
bazında, hastaya ve nazal deformiteye uygun cerrahi yöntemi belirler.
Rinoplasti ameliyatlarında uygulanan teknikler, çok geniş bir spektruma yayılır. Bu ameliyatlarda en sık; hump
rezeksiyonu yani burun kemeri alınması, osteotomi işlemi yani burun
kemiği kırılması, alar sefalik rezeksiyon yani burun kanatları
küçültülmesi, dom ünit sütürler-interdomal sütürler atılması yani burun
ucu daraltılması, kolumellar strut konulması yani burun ucu
yükseltilmesi, gibi farklı teknikler çeşitli kombinasyonlarda uygulanır.
Daha farklı kusurlarda ise spreader greft yerleştirilmesi yani burun
sırtının ve iç nazal valvin genişletilmesi, dorsal augmentasyon yani
burun sırtına destek konulması, set-back uygulanması yani burun
uzunluğunun azaltılması, septal ekstensiyon grefti konulması yani burun
uzunluğunun artırılması, alar batten greft yerleştirilmesi yani
kanatların greftle büyütülmesi ve dış nazal valvin güçlendirilmesi, alar
base redüksiyonu yani burun eşiğinin daraltılması, gibi pekçok değişik
teknik uygulanır.
Septorinoplasti, rinoplasti ve septoplastinin
beraberce uygulanması durumudur. Rinoplasti uygulanacak vakalarda, burun
fonksiyonunu bozan septum burun içi kısmı eğriliği varsa veya burnun
dış deformitesine yol açan septum sırtı ya da septum ucu eğriliği varsa,
septoplasti yani deviasyon düzeltme girişimi kozmetik ameliyata ilave
edilir. Bu ameliyatlarda septuma müdahaleler, kozmetik müdahalenin
yapıldığı kesiden veya farklı kesiden uygulanır. Ayrıca konka
hipertrofisinin burun tıkanıklığına katkıda bulunduğu vakalarda alt
konkalara da müdahale edilir.
Deviasyon ameliyatı, burun orta bölmesini
oluşturan septumdaki eğriliğin düzeltilmesi girişimidir. İki ana şekilde
uygulanır: Septal submüköz rezeksiyon tekniği ve septoplasti tekniği.
Septal submüköz rezeksiyon veya Killian ameliyatı olarak adlandırılan
teknikte, burun çatısının desteğini sağlayacak kadar kıkırdak dokusunun
ters L şeklinde burun sırtı ve burun ucunda bırakılması kaydıyla, geri
kalan kısımlardaki kıkırdak ve kemik eğri kısımlar çıkarılır.
Septoplasti olarak adlandırılan teknikte ise, yalnız aşırı eğri minimal
miktarda doku çıkarılır, diğer dokular ise düzeltilerek yerinde
bırakılır, kıkırdak ve kemik septum azami ölçüde muhafaza edilir. Bu
teknikler, Killian kesisi ile septumun ara bölümlerinden veya
hemitransfiksiyon kesisi ile septumun tam başlangıcı hizasından, yani
burun içinden çalışmayla uygulanabilir. Ya da burun ucu cildine yapılan
minik transkolumellar kesiyi takiben burun ucu, köşesi veya sırtından,
yani burun dışından çalışmayla uygulanabilir. Ameliyat tekniğinden ve
giriş yolundan bağımsız olarak, müdahalenin sonunda septum mukozasına
transseptal yorgan dikişi denilen karşılıklı devamlı dikişlerin
atılması, ameliyat sonuçlarını iyileştirir ve ameliyat sonrası süreci
kolaylaştırır.
Konkaplasti ameliyatı, alt konkaların aşırı
dokularının, mukozanın korunması kaydıyla, klasik cerrahi tekniklerle
alınmasıdır. Konkaları küçültmek için radyofrekans, diatermi gibi
yöntemler de kullanılır. Radyofrekans müdahalesi, radyo dalgalarının
iğne şeklinde bir çubukla dokuya iletilmesidir. Bu yöntemle dokular,
enerjinin yarattığı tahrişe reaksiyon verir ve iyileşme sürecinde
büzülür, küçülür, gerginleşirler. Konkalara uygulanan bir başka yöntem
ise konka fraktürü denilen girişimdir. Konka fraktürü, alt konkaların
yapışma yerlerinden kırılarak dışarı doğru kalıcı olarak
hareketlendirilmesi, böylece burun içi hava geçişinin artırılması
işlemidir.
Estetik Burun Ameliyatı Sırası ve Sonrası Nasıldır
Rinoplasti ameliyatı sırası ve sonrası, şu şekilde özetlenebilir: Ameliyatın sonunda, burun sırtına ince
bandlar ve atel yerleştirilir. Hemen akabinde gözlerin etrafına soğuk
uygulanmasına başlanır. Klasik yöntemle saatte 10-15 dakika şeklinde
aralıklı soğuk uygulanması veya cihazlar yardımıyla düzenli soğuk
uygulanması, gözlerin etrafında morluk ve şişlik oluşumunu azaltır. Göz
etrafına soğuk uygulanmasına, taburcu olunduktan sonra da, giderek
azalan şekilde 1-2 gün daha devam edilmesi faydalıdır. Hastalar
girişimden 4-5 saat sonra veya ertesi gün taburcu edilir. Birinci
haftanın sonunda burun ateli alınır. Gerekli görülürse ince bandlar bir
hafta daha tutulur.
Deviasyon ve konka ameliyatı sonrası, yani
rinoplasti ile beraber yapılan septoplasti ve konka müdahalelerinin
ameliyat sonrası süreçleri, fazla zahmetli değildir. Septum bölmesine,
mukozadan karşılıklı geçilen devamlı yorgan dikiş tekniği
uygulandığında, burun içine hiçbir şey konulmaması mümkündür. Ancak
ihtiyaç halinde bir gün kalmak üzere burun tamponu yerleştirilir. Bu
tamponların, içinde birer küçük borucuk bulunan, böylece nefes almayı
sağlayan sünger veya slikon tiplerinin kullanımı, hastanın sıkıntısını
asgariye indirir.
Rinoplasti ameliyatlarında ilk 2 hafta dikkat
edilecek hususlar şunlardır: Baş yüksekte yatmak, burnu sümkürmemek,
aşırı çene hareketlerinden kaçınmak, her tür fiziksel egzersizden uzak
durmak önemlidir. Üçüncü haftadan itibaren tüm bu önlemler gevşetilir ve
tempolu yürüyüş, yüzme gibi egzersizler yapılabilir.
Rinoplasti ameliyatlarında ilk 8 hafta dikkat
edilecek hususlar ise şöylece özetlenebilir: Ameliyattan sonra erken
dönemde buruna gelecek travmalar burun şeklinde kalıcı bozukluklara yol
açabilir. Bu nedenle vücud teması gerektiren sporlar ilk 8 hafta boyunca
sakıncalıdır. Burun sırtındaki kemere müdahale edilmişse, gözlük
kullanımı da ilk 8 hafta süresince uygun değildir. Yine yoğun güneş
ışığı ile solaryumdan, ayrıca sauna ile hamamdan 8 hafta uzak durmak
gerekir. Özellikle ciltaltı morlukları varsa, güneşe maruz kalmamak için
şapka ve yüksek faktörlü güneşten koruyucu kremler kullanmak, kalıcı
göz çevresi renk değişikliklerinin önlenmesi açısından önemlidir.
Rinoplastiyi takipeden süreç, hastalar tarafından
bilinmelidir. Yapılan müdahalenin estetik amaçla da olsa bir ameliyat
olduğu ve her ameliyatın vücuda yapılan kontrollü bir travma anlamına
geldiği unutulmamalıdır. Burnun estetik ameliyatlarını takiben, her iki
göz etrafında hafif morluk ve şişlikler oluşabilir, ancak üçüncü günden
itibaren bu morluk ve şişlikler azalmaya başlar ve takipeden günler
içinde kaybolur. Burun ise ilk haftalarda sabahları hafif ödemli
olabilir. Bu ödem gün içinde, akşama doğru, azalır. Yaklaşık 6-8 hafta
sonra burun ödeminin önemli bir kısmı çözülür, ancak dışarıdan bakınca
anlaşılmayan, yalnız hekimlerin farkettiği sınırlı bir doku ödemi
varlığını devam ettirir. Bu hafif burun ödeminin tamamen çözülmesi,
kıkırdak ve kemik dokuların yeni şekillerinin oturması ve cildin
kıkırdak ile kemiğe adapte olması, neticede burnun nihai şeklini alması,
6ay-1yıl sürer. Ameliyat sonrası erken süreç geçtikten sonra 3, 6 ve
12. aylarda kontroller yapılır. Vakaların büyük bölümü bu şekilde nihai
burun şekillerine kavuşurken, istisnai vakalarda ideal sonuca ulaşmak
için ikinci sınırlı bir müdahale gerekebilir. Burun estetik ameliyatları
kazanç-risk-kayıp kavramları açısından bir bütün olarak
değerlendirildiğinde; ihtiyaç oluşması durumunda, burun estetiğini ve
fonksiyonlarını iyileştiren, hastanın psikolojik ve fiziksel sağlığına
katkıda bulunarak yaşam kalitesini artıran girişimlerdir.
Copyright/Main Edition 2012 - Comprehensive Revision 2015 - Limited Revision 2022 - Prof. Dr. TUNCAY ULUĞ
Bu internet sitesi, Prof. Dr. Tuncay Uluğ'un Otobiyografisi
ve KBB Hastalıkları/Baş Boyun Cerrahisi Branşının Anlatımını beraberce içeren birleşik bir sitesidir.
Bu internet sitesinin tüm hakları saklıdır.
Bu sitede yer alan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır;
hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılmaz, bu konuda herhangi bir
sorumluluk kabul edilmez.
Bu site T.C. ve uluslararası fikir hakları kanunları ile
korunmaktadır. Hastalıklarla ilgili bölümler tamamıyla Prof. Dr. Tuncay
Uluğ tarafından yazılmıştır ve yine Prof. Dr. Tuncay Uluğ tarafından bir
kitap olarak yayımlanabilir. Dolayısıyla hastalıkların tanımlandığı
bölümler başta olmak üzere bu internet sitesinden alıntı yapılamaz.