DEVİASYON
 
 
 BURUN TIKANIKLIĞI NEDİR – SEPTUM NEDİR – BURUN ETİ / KONKA NEDİR
SEPTAL DEVİASYON NEDİR – BURUN ETİ BÜYÜMESİ / KONKA HİPERTROFİSİ NEDİR
DEVİASYON AMELİYATI / SEPTOPLASTİ NEDİR - KONKAPLASTİ NEDİR
DEVİASYON VE KONKA AMELİYATI SONRASI NASILDIR 
 
  
  
 Deviasyon; efor performansı düşüklüğünden müzmin 
sinüzite, horlamadan uykuda nefes durmasına pekçok rahatsızlığa yol 
açabilen, ancak cerrahiyle kolayca düzeltilebilen bir patolojidir. 
 
 SÖZLÜK
Septum: Nazal septum, burnun ucundan genize uzanan kıkırdak-kemik bölme
Deviasyon: Septal deviasyon, burun iç eğriliği, burun içi kıkırdak-kemik bölmenin eğriliği
Konka hipertrofisi: Konka denilen burun etlerinin büyümesi, rutinde alt konkaların büyümesi
Septoplasti: Burun iç eğriliği ameliyatı, septumun düzeltilmesi ameliyatı
Konkaplasti: Burun etlerinin küçültülmesi ameliyatı, rutinde alt konkaların küçültülmesi 
 
 Burun Tıkanıklığı Nedir – Septum Nedir – Burun Eti / Konka Nedir  
 
 Burun tıkanıklığı, burun 
boşluklarından hava geçişinin azalması veya durması durumudur. Normal 
sağlıklı nefes alış burun üzerinden olur. Burun tıkanıklığında bu 
görevin yerine getirilmesi zorlaşır veya imkansızlaşır. Burun, septal 
deviasyon denilen iç eğrilik, konka hipertrofisi denilen burun etleri 
büyümesi veya adenoid hipertrofisi denilen geniz eti büyümesi gibi 
nedenlerle hakkıyla görev yapamadığı takdirde, kalıcı burun tıkanıklığı 
oluşur ve nefes alış patolojik şekilde ağız üzerinden gerçekleşir.
 Septum, sözcük olarak bölme anlamına gelir. Nazal 
septum kavramı ise, burun içi bölmesini tanımlamak için kullanılır. 
Burnun içi, burnun ucundan genize kadar uzanan plak şeklindeki bu bölme 
ile sol ve sağ iki kanala ayrılmıştır. Burun kanalları veya boşlukları, 
ilk bakışta zannedildiği gibi burun sırtına paralel, yani yukarı doğru 
seyretmezler. Zaten üst kısım, kafa tabanı kemiği ile kaplı bir çıkmaz 
halindedir. Burun kanalları, damağa paralel şekilde, arkaya doğru uzanır
 ve genizde sonlanır. Septum dokusunun üzerini, tüm burun içi 
dokulardaki gibi, mukoza adı verilen iç cilt kaplar. Nazal septum kemik 
ve kıkırdak içeren bölümlerden oluşur. Arka kısmı oluşturan kemik bölüm 
yukarıdan aşağıya doğru; etmoid kemiğin dik plağının, küçük vomer/kama 
kemiğin bütününün ve her iki üst çene kemiğinin orta çıkıntılarının 
birbirleriyle kaynaşmasından meydana gelir. Ön kısmı oluşturan kıkırdak 
bölüm ise, septal kartilaj denilen tek parça büyük dörtgen bir 
kıkırdaktan meydana gelir.
 Burun eti; burnun içinde, burun kanallarının yan 
duvarlarına asılı, bol miktarda kan içeren, süngersi yapıdaki dokuların 
herbiridir. Hekimler burun etlerini konka olarak adlandırırlar. Burun 
etleri burnun ucundan genize doğru, farklı büyüklüklerde birer bamya 
şeklinde uzanırlar. Bunlar her bir burun deliği kanalında, üst üste 
yerleşmiş, birbirine paralel, üçlü dizi halindedirler: Üst konkalar, 
orta konkalar ve alt konkalar. Üst konkalar küçüktürler, nadiren problem
 yaratırlar. Orta konkalar orta büyüklüktedirler, sinüs kanallarının 
veya deliklerinin ağzında yerleşmiş vaziyettedirler; sinüslerin 
fonksiyonunda bir nevi yarı açık birer kapı görevi görürler. Alt 
konkalar büyüktürler, hacimlerinin artıp azalmasıyla burundan geçen hava
 miktarını ayarlarlar ve bu geçiş sırasında havayı 
ısıtırlar-nemlendirirler. Burun eti kavramı, yutağın üst bölümünde yani 
genizde bulunan ve özellikle çocuklarda burun tıkanıklığının nedeni 
olan, geniz eti kavramı ile karıştırılmamalıdır.
 Burun valvleri, burun boşluklarının en dar, hava 
geçişinin en zor olduğu özellikli kısımlarıdır. Burunda, dış ve iç valv 
denilen 2 darlık bölgesi bulunur. Bu bölgelerde oluşan patolojiler 
kolaylıkla burun tıkanıklığına yol açarlar. Dış valv, kolumella denilen 
burun ucu ile alt-dış yan kıkırdakların kanatlarının alt kenarları 
arasında, yani burun kanallarının hemen girişinde oluşan dar oval 
alandır. Dış valv, veya hekimlerin tanımlamasıyla eksternal nazal valv, 
anatomik darlıktan ziyade, solunum sırasında büzüşmeyle fonksiyonel 
darlık oluşturur. İç valv diğerinin yaklaşık 1-1.5 cm gerisinde bulunur.
 Bu valv alt konka başlangıcı, septal kıkırdak başlangıcının biraz 
arkası ve burun tavanını oluşturan üst-dış yan kıkırdakların tam 
başlangıcı arasında oluşan dar-kavisli alandır. İç valv, veya hekimlerin
 tanımlamasıyla internal nazal valv, burnun anatomik olarak en dar 
kısmını oluşturur.
 Burun solunumu döngüsü, burun boşluklarının 
solunum görevi sırasında, çok önemli bir işlev yapar. Sağlıklı bir 
burunda, hava geçişi sağ ve sol burun kanallarından sırayla olur. Alt 
konkaların ve onlarla ilintili iç nazal valvin etkin olduğu solunum 
döngüsü şöyle gelişir: Sempatik-parasempatik sinir sistemlerden gelen 
uyarılarla bir taraftaki alt konka hacmi artar, iç nazal valv daralır, o
 taraf istirahate geçer ve kendi mukoza-akıntı temizliğini yapar. Bu 
sırada diğer taraftaki alt konka hacmi küçülür, iç nazal valv genişler 
ve bu taraf aktif solunumu, dolayısıyla havanın 
arıtılması-ısıtılması-nemlendirilmesi görevini devralır. Bir süre sonra 
sağ ve sol tarafın işlevleri tersine döner. Bu, çok düzenli olmayan ama 
sürekli gerçekleşen, bir döngüdür.
 Geniz eti, yutak kanalının geniz denilen bölümünde
 bulunan, vücudu savunmakla görevli lenfoepitelyal dokuya verilen 
isimdir. Geniz, burun kanallarının arka deliklerinin açıldığı, 
hekimlerin nazofarenks olarak adlandırdıkları üst yutak bölgesidir. 
Geniz eti tam orta hatta yerleşmiştir, tektir ve yarım kiraz şeklinde 
üst yutağın arka-üst duvarından sarkar. Bu dokunun her iki yanında 
östaki borusu denilen kulak-geniz kanallarının ağızları bulunur. Geniz 
eti, ya da geniz bademciği, hekimler tarafından adenoid, vejetasyon, 
tonsilla farengea veya farengeal tonsil gibi çeşitli isimlerle 
adlandırılır. 
 
 Septal Deviasyon Nedir – Burun Eti Büyümesi / Konka Hipertrofisi Nedir  
 
 Burun tıkanıklığı nedenleri, geniş bir yelpazeye yayılır. Bu nedenlerin arasında yetişkinlerde septal
 deviasyon yani iç eğrilik ile konka hipertrofisi yani burun etleri 
büyümesi ilk sırayı alır. Çocuklarda ise adenoid hipertrofisi yani geniz
 eti büyümesi en sık karşılaşılan nedendir. Ancak müzmin sinüzit, müzmin
 sinüzitlerin bir formu olan polipli sinüzit, allerjik rinit, 
nonallerjik rinit, burun çatısı darlığı, sineşi denilen burun içi 
yapışıklıklar ve istinai olarak burun içi tümörler gibi patolojiler de 
burun tıkanıklığının nedeni olabilir.
 Deviasyon, ya da tam ifadesiyla septal deviasyon, 
burnun ucundan genize uzanan ve burnun içini iki boşluğa ayıran nazal 
septumun eğriliğidir. Deviasyon, doğumdan itibaren var olan yapısal bir 
durum veya sonraki yıllarda yaralanma sonucu oluşmuş travmatik bir durum
 olabilir. Kati nedeni belirlemek güçtür. Her hastada eğriliğin olduğu 
kısımlar ile bunların sayısı ve ciddiyeti farklıdır. Patolojiler basit 
hafif eğriliklerden, kamamsı çıkıntılara, kıkırdak katlanmalarına, hatta
 geçişi tamamen engelleyen kıkırdak-kemik kırıklarına kadar çok farklı 
özellikler gösterebilirler. Aslında her insanın burun septumunda minör 
eğrilikler bulunabilir. Klinik açıdan anlamlı deviasyonlar, 
şikayet-bulgu-komplikasyon üçlüsü değerlendirilerek, hekimler tarafından
 belirlenir. Genel bir kural olarak septumun arka bölümündeki eğrilikler
 ancak ileri düzeyde olduklarında tıkanıklığa yol açarlarken, septumun 
ön bölümündeki eğrilikler hafif düzeyde bile olduklarında burun 
fonksiyonlarını bozabilirler. Eğrilik, özellikle önde iç nazal valvin 
burun çatısına yakın yüksek dar kısımlarında olursa, fonksiyonel etkisi 
çok fazla olur. Diğer taraftan septal deviasyonlar burun sırtı veya 
burun ucu hizasında olduklarında, estetik problem yaratan dış nazal 
deformitelere de yol açarlar.
 Burun eti büyümesi, konka denilen burun etlerinin,
 özellikle alt konkaların hacimlerinin kalıcı olarak artmasıdır. 
Hekimler bu durumu konka hipertrofisi olarak adlandırırlar. Alt konka 
hipertrofisi, özellikle deviasyon varlığında burun tıkanıklığını 
artırır. Konka başlangıcı hizasındaki hipertrofi, iç nazal valvi 
daraltacağından, bu ön bölgedeki septal deviasyonlara benzer şekilde, 
solunum fonksiyonunu çok bozar.
 Geniz eti büyümesi, boğazın geniz veya nazofarenks
 denilen üst bölümünde, yani burnun arkasında bulunan geniz eti 
dokusunun hacminin kalıcı olarak artmasıdır. Hekimler geniz eti dokusunu
 adenoid veya farengeal tonsil olarak, geniz eti dokusunun büyümesini 
ise adenoid hipertrofisi olarak adlandırırlar. Geniz eti hastalıkları 
burun tıkanıklığının nedenlerinden biridir. Geniz eti büyümesi, yani 
adenoid hipertrofisi, özellikle çocukluk çağındaki burun 
tıkanıklıklarının en sık nedenidir.
 Burun tıkanıklığının yol açtığı hastalıklar, geniş
 bir yelpazeye yayılır. Burun tıkanıklığı; efor sırasında solunum 
sıkıntısı, müzmin farenjit, müzmin sinüzit, kontak başağrısı gibi pek 
çok rahatsızlığa zemin hazırlar. Diğer taraftan burun tıkanıklığı; 
horlama ve uykuda nefes durması döngüsünde yer alan faktörlerden 
biridir. Uykuda, burnun devre dışı kalması ve sağlıksız şekilde ağız 
yoluyla nefes alış; yumuşak damak-küçük dil-bademcikler-dil kökü gibi 
horlama ilintili dokuların gevşek, güçsüz veya büyük olmaları durumunda,
 bunların uykudaki titreşim ve tıkama etkilerini artırır. Burundan hava 
geçişinin zorlaşması; yutakta negatif basınç oluşumunu kolaylaştırır, 
ağız solunumuna bağlı pozisyon nedeniyle alt yutağı daraltır, 
nemlendirme devre dışı kaldığından salgıları kıvamlı hale getirir, 
ayrıca burun içindeki mekanik reseptörlerin görevlerini yapamamasına yol
 açar. Bütün bu faktörler horlama ve nefes durması gelişimini 
kolaylaştırır. Çocuklarda horlama ve uykuda nefes durması, en sık 
bademcik ve geniz eti büyümesi nedeniyle oluşur. Yetişkinlerde ise 
horlama ve uykuda nefes durmasına, boğaz dokularının patolojilerinin 
yanısıra, deviasyon-konka hipertrofisi-sinüzit-allerjik rinit gibi burun
 patolojileri, burundan hava geçişini zorlaştırarak katkıda bulunurlar.
 Çocukluk çağı burun tıkanıklığı nedenleri ve 
tedavileri yetişkinlerden farklıdır. Çocuklarda burun tıkanıklığı, en 
sık geniz eti büyümesi sonucu oluşur. Geniz eti büyümesi ve iltihabı, 
burun tıkanıklığı ve enfeksiyon yoluyla komplikasyonlara yol açtığı 
takdirde, tedavi yöntemi geniz etinin alınmasıdır. Geniz etinin tek 
başına alınması kararı, yani adenoidektomi ameliyatı yapılması, çeşitli 
durumlarda söz konusu olabilir. Tedaviye dirençli çocukluk çağı 
adenoidit-sinüzit patolojileri ve çeşitli otit formları, adenoidektomi 
yapılmasını gerektirebilir. Ancak geniz eti ameliyatının zaruri olması; 
uykuda nefes durması, tümör şüphesi yaratan büyüme, diş kapanış 
problemlerinin oluşması, kafa-yüz gelişiminin bozulması tablolarına 
neden olan ve aşikar burun tıkanıklığı ile seyreden geniz eti 
hipertrofisinde söz konusu olur. Bu tablolarda geniz eti tek başına veya
 bademcikler ile beraber alınır. Diğer taraftan çocukluk çağında, ani 
olarak başlayan ve kötü kokulu burun akıntısının eşlik ettiği tek 
taraflı burun tıkanıklığında, yabancı cisim olasılığı akıldan 
çıkarılmamalıdır. 
 
 Deviasyon Ameliyatı / Septoplasti Nedir - Konkaplasti Nedir  
 
 Deviasyon ameliyatı, burun orta 
bölmesini oluşturan septumdaki eğriliğin düzeltilmesi girişimidir. İki 
ana şekilde uygulanır: Septal submüköz rezeksiyon tekniği ve septoplasti
 tekniği. Septal submüköz rezeksiyon veya Killian ameliyatı olarak 
adlandırılan teknikte, burun çatısının desteğini sağlayacak kadar 
kıkırdak dokusunun ters L şeklinde burun sırtı ve burun ucunda 
bırakılması kaydıyla, geri kalan kısımlardaki kıkırdak ve kemik eğri 
kısımlar çıkarılır. Septoplasti olarak adlandırılan teknikte ise, yalnız
 aşırı eğri minimal miktarda doku çıkarılır, diğer dokular ise 
düzeltilerek yerinde bırakılır, kıkırdak ve kemik septum azami ölçüde 
muhafaza edilir. Bu teknikler, Killian kesisi ile septumun ara 
bölümlerinden veya hemitransfiksiyon kesisi ile septumun tam başlangıcı 
hizasından, yani burun içinden çalışmayla uygulanabilir. Ya da burun ucu
 cildine yapılan minik transkolumellar kesiyi takiben burun ucu, köşesi 
veya sırtından, yani burun dışından çalışmayla uygulanabilir. Ameliyat 
tekniğinden ve giriş yolundan bağımsız olarak, müdahalenin sonunda 
septum mukozasına transseptal yorgan dikişi denilen karşılıklı devamlı 
dikişlerin atılması, ameliyat sonuçlarını iyileştirir ve ameliyat 
sonrası süreci kolaylaştırır.
 Konkaplasti ameliyatı, alt konkaların aşırı 
dokularının, mukozanın korunması kaydıyla, klasik cerrahi tekniklerle 
alınmasıdır. Konkaları küçültmek için radyofrekans, diatermi gibi 
yöntemler de kullanılır. Radyofrekans müdahalesi, radyo dalgalarının 
iğne şeklinde bir çubukla dokuya iletilmesidir. Bu yöntemle dokular, 
enerjinin yarattığı tahrişe reaksiyon verir ve iyileşme sürecinde 
büzülür, küçülür, gerginleşirler. Konkalara uygulanan bir başka yöntem 
ise konka fraktürü denilen girişimdir. Konka fraktürü, alt konkaların 
yapışma yerlerinden kırılarak dışarı doğru kalıcı olarak 
hareketlendirilmesi, böylece burun içi hava geçişinin artırılması 
işlemidir.
 Kombine burun ameliyatları, çok sık ihtiyaç 
duyulan cerrahi girişimlerdir. Yetişkinlerde burun tıkanıklığının 
tedavisinde, deviasyon ve konka ameliyatları çoğu zaman birlikte 
uygulanır. Estetik kusur veya dış deviasyon varsa, septoplasti 
girişimine yani içeğrilik ameliyatına, rinoplasti girişimi yani burun 
estetiği ameliyatı ilave edilir. Bu durumu bir bütün olarak tanımlamak 
için hekimler septorinoplasti sözcüğünü kullanırlar. Horlamanın ve 
uykuda nefes durmasının cerrahi tedavisinde ise septoplasti ve konka 
ameliyatları, ihtiyaca göre, tek başlarına veya uvuloplasti denilen 
uvula küçültülmesi, palatoplasti denilen damak müdahalesi ve daha ileri 
tekniklerle birlikte uygulanır.
 Geniz eti ameliyatı, daha kati tanımla geniz 
etinin kısmen veya tamamen alınması, adenoidektomi olarak 
isimlendirilir. Adenoidektomi teknikleri, dar bir spektrum gösterir: 
Klasik total adenoidektomi ve subtotal adenoidektomi. Klasik 
adenoidektomide, mukozadan sarkan tüm genizeti dokusu, sıklıkla bir 
küret yardımıyla, kazınıp alınır. Subtotal adenoidektomide ise 
mikrodebrider, radyofrekans gibi aletler kullanılarak geniz eti 
dokusunun küçültülmesiyle yetinilir. Her bir girişim sırasında tuba 
östaki denilen kulak-geniz kanallarının ağızlarına komşu lenfoepitelyal 
dokuları almaya, ancak bu sırada kanal ağızlarına zarar vermemeye, özen 
gösterilir. Adenoidektomi yöntemleri ise, çeşitlilik gösterir. 
Ameliyatlar, soğuk yöntem olarak adlandırılan klasik adenoid küreti 
yönteminin yanısıra diatermi, radyofrekans, mikrodebrider, koblator ve 
benzeri yöntemlerle uygulanabilir. Ayrıca müdahale, lüzumu halinde, 
endoskopik görüş altında yapılabilir. Bunlar cerrahın insiyatif 
kullandığı, sonuçlar açısından anlamlı bir fark getirmeyen alet 
kullanım, yöntem farklılıklarıdır. İhtiyaca göre birden fazla alet ve 
yöntem beraberce kulanılabilir. Adenoidektomi ameliyatı, tek başına veya
 tonsillektomi denilen bademciklerin alınmasıyla beraber uygulanır. 
 
 Deviasyon ve Konka Ameliyatı Sonrası Nasıldır  
 
 Deviasyon ve konka ameliyatı sırası ve sonrası, şu şekilde özetlenebilir: Bu müdahalelerin ameliyat sonrası süreçleri 
fazla zahmetli değildir. Deviasyon ve burun eti ameliyatını takiben 
hastalar, duruma göre 4-5 saat sonra veya ertesi gün taburcu edilir. 
Septum bölmesine, karşılıklı geçilen devamlı yorgan dikiş tekniği 
uygulandığında, burun içine hiçbir şey konulmaması mümkündür. Ancak 
ihtiyaç halinde bir gün kalmak üzere burun tamponu yerleştirilir. Bu 
tamponların, içinde birer küçük borucuk bulunan, böylece nefes almayı 
sağlayan sünger veya slikon tiplerinin kullanımı, hastanın ameliyat 
sonrası sıkıntısını asgariye indirir. Nadiren, septal iyileşmeyi 
sağlıklı ve kalıcı kılmak için, borucuklu slikon stentlerin daha uzun 
süre, birkaç gün, burun içinde tutulması gerekebilir. Deviasyon ve konka
 girişimlerinin ameliyat sonrası süreçleri ise şu özellikleri gösterir: 
Deviasyon ameliyatı yaşam boyu kalıcı sonuç sağlar. Konkaların durumu 
ise yapılan girişime göre farklılık gösterir. Konkaplasti-konka fraktürü
 girişimleri genelde kalıcı sonuç sağlarken, radyofrekans-diatermi gibi 
girişimlerde zaman içinde uygulama tekrarı gerekebilir, ancak bu 
müdahalelerin gerçekleştirilmesi kolaydır. Deviasyon ve konka 
ameliyatları kazanç-risk-kayıp kavramları açısından bir bütün olarak 
değerlendirildiğinde; ihtiyaç oluşması durumunda, burun fonksiyonlarını 
iyileştirerek hastanın yaşam kalitesini artıran ve komplikasyon kısır 
döngüsünü kıran girişimlerdir.
 Geniz eti ameliyatı sırası ve sonrası, şu 
özellikleri gösterir: Ameliyatı takiben hastalar, duruma göre 4-5 saat 
sonra veya ertesi gün taburcu edilir. Boğazın anatomisini bozmamak için,
 tüm dünyada geniz eti ameliyatları dikişsiz olarak yapılır. Bu nedenle 
bu ameliyatlarda yaralar, sekonder yara iyileşmesi olarak adlandırılan, 
kendi kendine iyileşme sürecine bırakılır. Süreç bir cilt yaralanmasının
 kendi haline bırakılması durumunda kahverengi-siyah bir kabukla 
iyileşmesinin benzeridir. Ancak boğazdaki açık yaralar, fibrin ve diğer 
maddelerden oluşan beyaz bir yüzeyle kaplanarak iyileşir. Bademcik ve 
geniz eti ameliyatlarını takiben hastalar giderek azalan şekilde 5-6 gün
 boğaz ağrısı, kulağa ağrı vurması, yutma güçlüğü gibi sikayetler 
yaşarlar. Tek başına yapılan geniz eti ameliyatlarında, ağrı ve diğer 
şikayetler çok sınırlı olur. Oluşabilen ağrılar da, analjeziklerin 
kullanımı ile asgari düzeyde tutulur. Hastalar, ilk biriki gün sıvı 
gıdalar, takipeden birkaç gün ise yumuşak gıdalar ile beslenirler. Boğaz
 ağrısı olsa da, vücudun susuz kalmasının önlenmesi ve gıda geçerken 
boğazdaki kabuklanmaların temizlenerek geç kanamaların engellenmesi 
için, düzenli şekilde sıvı ve yumuşak gıda alımı ihmal edilmemelidir. 
Adenoidektomiyi takipeden süreç ise, şu özellikleri gösterir: Geniz eti,
 kapsülsüz bir doku olması, dolayısıyla ameliyatlarda doku içinde 
kalıntıları kalabilmesi nedeniyle, zaman içinde istisnai olarak kısmi 
büyüme gösterebilir. Ancak genizdeki bu fonksiyonel büyümeler, nadiren 
klinik sorun oluşturur. Adenoidektomi ameliyatları kazanç-risk-kayıp 
kavramları açısından bir bütün olarak değerlendirildiğinde; ihtiyaç 
oluşması durumunda, çeşitli fonksiyonel ve patolojik problemleri ortadan
 kaldıran kritik girişimlerdir. 
 
  
  
 
 
  
  
  
  
  
  
 Copyright/Main Edition 2012 - Comprehensive Revision 2015 - Limited Revision 2022 - Prof. Dr. TUNCAY ULUĞ
Bu internet sitesi, Prof. Dr. Tuncay Uluğ'un Otobiyografisi 
ve KBB Hastalıkları/Baş Boyun Cerrahisi Branşının Anlatımını beraberce içeren birleşik bir sitesidir. 
              Bu internet sitesinin tüm hakları saklıdır.
              Bu sitede yer alan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır; 
hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılmaz, bu konuda herhangi bir 
sorumluluk kabul edilmez.
              Bu site T.C. ve uluslararası fikir hakları kanunları ile 
korunmaktadır. Hastalıklarla ilgili bölümler tamamıyla Prof. Dr. Tuncay 
Uluğ tarafından yazılmıştır ve yine Prof. Dr. Tuncay Uluğ tarafından bir
 kitap olarak yayımlanabilir. Dolayısıyla hastalıkların tanımlandığı 
bölümler başta olmak üzere bu internet sitesinden alıntı yapılamaz.