BADEMCİK
 
 
 BADEMCİK / TONSİL NEDİR – BADEMCİK DİZİSİ / WALDEYER HALKASI NEDİR
BADEMCİK İLTİHABI / TONSİLLİT NEDİR - BADEMCİK BÜYÜMESİ NEDİR
TONSİLLEKTOMİ NEDİR – BADEMCİK AMELİYATI GEREKÇELERİ NELERDİR
BADEMCİK AMELİYATI SIRASI VE SONRASI NASILDIR 
 
  
  
 Vücudun fedakar muhafızları olan bademcikler, 
kendileri hastalandıklarında silahlarını vücuda doğrultan ve bu durumda 
cerrahi olarak çıkarılmaları vücuda zarar değil yarar getiren 
dokulardır. 
 
 SÖZLÜK
Tonsil: Bademcik, lenfoepitelyal doku
Tonsilla palatina: Boğaz bademciği
Tonsillit: Bademcik iltihabı, anjin
Tonsil hipertrofisi: Bademcik büyümesi
Tonsillektomi: Bademciklerin kısmen veya tamamen alınması ameliyatı 
 
 Bademcik / Tonsil Nedir – Bademcik Dizisi / Waldeyer Halkası Nedir  
 
 Bademcik , ya da hekimlerin 
ifadesiyle tonsil, üst solunum yollarında bulunan, vücudu savunmakla 
görevli, lenfoepitelyal özellikteki irili ufaklı dokuların her birini 
ifade eder. Ancak bu kavram pratikte, bademciklerin en büyükleri olan 
boğaz bademciklerini, yani tonsilla palatinaları, tanımlamak için 
kullanılır. Sonuç itibarıyla, bademcik ve tonsil kavramları, aksi ifade 
edilmediği sürece, boğaz bademciği/tonsilla palatina ile eş anlamlı 
olarak kullanılır.
 Bademcik halkası veya dizisi kavramı, üst solunum 
yolundaki irili ufaklı tüm bademcikleri ifade eden kavramdır: İnsan 
vücudunda bulunan bademcik dokuları, boğaz bademciklerinden yani 
tonsilla palatinalardan ibaret değildir. Hekimler tarafından Waldeyer 
lenf halkası ya da lenfoepitelyal sistem olarak adlandırılan bademcik 
halkası, farklı büyüklükte pekçok bademcik dokusundan oluşmaktadır. 
Yapının halka olarak adlandırılmasının nedeni, boğazı çepeçevre 
sarmasıdır. Bu bademcik halkasını veya dizisini oluşturan parçalar; sol 
ve sağ boğaz bademcikleri, orta hatta bulunan geniz eti, dil kökü mini 
bademcikleri, yutak yan bantları ile yutağa dağılmış, özellikle de 
yutağın üst bölümünde östaki borusunun ağzını çevreleyen, diğer mini 
bademciklerdir. Boğaz bademcikleri ikilisi, dil kökü ile yumuşak damak 
arasındaki boşlukta, yutağın orta bölümünün yan duvarlarına asılı olarak
 bulunur ve vişne/kiraz büyüklüğündedir. Boğaz bademcikleri boğazın tam 
girişinde ağız yolunu, yani sindirim yolunu kesen bir çift nöbetçi 
şeklinde yerleşmiştir. Bunlar dokularına sıkıca yapışan ancak çevre 
kaslarla gevşek bir irtibat oluşturan bağ dokusu yapısında bir kapsülle 
sarılmıştır. Geniz eti ise yukarıda, yutağın tavanında orta hatta tek 
olarak bulunur. Geniz eti burnun tam arkasında, burun yolunu, yani 
solunum yolunu kesen bir nöbetçi şeklinde yerleşmiştir. Bu dokunun 
etrafında kapsül yoktur, yutak dokusuyla arasında kati sınırlar 
belirlenemez. Dil kökü bademcikleri, dil kökü denilen dilin arka üçte 
bir kısmına yerleşmiştir. Dil kökü bademciklerinin de kapsülleri yoktur,
 dil kökü dokusuyla aralarında kati sınırlar belirlenemez.
 Bademcik halkasının yapısı lenf bezlerine benzer, 
ancak antijenle karşılaşmayı ve dokuya alımını kolaylaşturan özel bir 
anatomisi vardır: Bademcik halkasındaki oluşumların herbirinde; lenfoid 
hücre guruplarının yerleştiği bir derin doku ile, kanallar veya 
kıvrımlar oluşturarak derin bölgeyle irtibatı sağlayan özelleşmiş bir 
yüzey dokusu vardır. Lenf dokusu ile epitel denilen yüzey dokusunun bu 
özel bileşimi yüzünden, bademcikleri oluşturan yapı lenfoepitelyal doku 
olarak adlandırılır. Boğaz bademciklerinin herbiri, 8-10 adet kript 
denilen kanalcık içerir. Dil kökü bademciklerinde de kriptlerin daha 
küçük basit formu bulunur. Geniz etinde ise kanalcıklar yoktur, yalnız 
doku katlanmaları vardır. Kanallar olsun katlanmalar olsun, yabancı 
antijenlerle teması kolaylaştıran bir yüzey dokusu artışı ve derin 
dokuya erişim güvencesi sağlar. Tasvir edilen yapıya sahip bademcik lenf
 halkası, solunum ve sindirim yolu vasıtasıyla gelen patojenik 
maddelerle yoğun temasa geçer; takiben vücudun ilk immun yanıtı, yani 
ilk bağışıklık yanıtı, süratle ve güçlü şekilde oluşturulur. Bademcikler
 dizisi, B ve T lenfositleri ile antikorları üretir ve boğaz boşluğuna 
salgılar.
 Bademcik halkasının aktif olduğu dönem , yaşla 
irtibatlıdır. Bademcikler dizisi, süt çocukluğu çağını takiben gelişmeye
 başlar, 3-10 yaş arasında en aktif dönemini yaşar, ergenlikten itibaren
 ise fonksiyonel ve hacimsel olarak geriler.
 Bademcik halkası ile mikrorganizma ilişkisi şu 
şekildedir: Bademcik dizisi ve boğaz dokusu normalde stafilokoklar ve 
nonhemolitik streptokoklar başta olmak üzere çeşitli aerob ve anaerob 
bakterilerle kolonizedir, yani bunları misafir etmektedir. Normal 
koşullarda hastalık yapmayan bu misafir bakterilere, flora bakterileri 
adı verilir. Vücutta zaten varolan flora bakterileri boğazda yerel 
direnç veya vücutta genel direnç düştüğünde, diğer taraftan vücutta 
varolmayan başka bakteriler ve mikroorganizmalar ise dışarıdan boğaza 
ulaştıklarında, bademcik halkası ve farenks enfeksiyonu yaparlar.
 Bademcik halkası doku bulguları, hastalığa göre 
farklılık gösterir. Akut hastalıklarda iltihabın kardinal 
belirti-bulguları süratle oluşur, ancak oluşan patolojik değişiklikler 
geçicidir. Tekrarlayan akut iltihaplarda da oluşan patolojiler 
geçicidir; bulgular ataklar sırasında oluşur, ataklar arasında ise doku 
rengi ve özellikleri normale döner. Ancak tekrarlayan iltihapları 
takiben hastalık müzminleştiğinde, dokudaki patolojik değişiklikler 
kalıcı hale gelmeye başlar ve normalde vücut savunması için çalışan bu 
dokular, iltihap barındıran veya hipertrofiye uğramış yapılarıyla, 
vücuda zarar vermeye başlar. Hipertrofi; iltihaplar nedeniyle oluştuğu 
gibi, bakteri kolonizasyonu ve immun yanıtlar nedeniyle de oluşur. 
 
 Bademcik İltihabı / Tonsillit Nedir - Bademcik Büyümesi Nedir  
 
 Bademcik hastalıkları, birbiri 
ile etkileşim gösteren iki ana kavramla tanımlanır: Bademcik iltihabı ve
 bademcik büyümesi. Bademcik dokusu hastalıklarla mücadele ederken kendi
 de iltihaplanabilir veya büyüyebilir. Hekimler bademcik iltihabını 
tonsillit, büyümesini ise tonsil hipertrofisi olarak adlandırırlar. Bu 
ve diğer lenfoepitelyal dokuların hastalıkları, özellikle, bağışıklık 
sisteminin ve dolayısıyla bademcik halkasının çok aktif olduğu çocukluk 
çağında görülür.
 Adenotonsiller hastalıklar kavramı, sıkça 
karşılaşılan bir kavramdır. Bunun nedeni, bademcikler ve geniz eti başta
 olmak üzere Waldeyer lenf halkasını oluşturan tüm bademcik dokularının,
 sıklıkla, beraberce iltihaplanmaları, beraberce büyüme göstermeleri, 
benzer mikroorganizmaları barındırmaları ve ameliyatlarının birlikte 
yapılmasıdır. Yine bu nedenle iltihapları adenotonsillit veya 
farengotonsillit, hipertrofileri ise adenotonsiller hipertrofi şeklinde 
genel kavramlarla da tanımlanır. Bu dokuların ortak ameliyatları ise 
adenotonsillektomi olarak adlandırılır. Yalnız unutulmamalıdır ki bu 
dokular, izole olarak da iltihaplanabilir, izole olarak da büyüyebilir 
ve ameliyatları izole olarak da uygulanabilir.
 Tonsillit sınıflaması konusunda görüş birliği 
yoktur. Ancak bu sınıflamanın tüm hastalıklarda olduğu gibi akut, 
tekrarlayıcı, müzmin ve alevlenmeli müzmin form şeklinde yapılması 
sağlıklı olandır. Bu formların arasından akut tonsillit ile müzmin 
tonsillit, klinik önem ve keskin ayrışmaları ile öne çıkar.
 Akut tonsillit, ya da akut anjin, viral veya 
bakteriyel enfeksiyonlar sonucu oluşan, ani gelişen ve 7-10 gün süren 
formdur. Kavram genelde akut bakteriyel iltihapları ifade etmek için 
kullanılır. Akut tonsillit klasik bir akut iltihaptır ve iltihabın 
standart yerel belirti-bulgularını gösterir: Boğaz ağrısı, ağrılı-zorlu 
yutma, bademciklerde kızarıklık, şişme, ısı artışı oluşur. Ayrıca 
bademciklerin kriptlerinin ağzında cerahat birikimi ve boyun üst bölge 
lenf bezlerinde ağrılı büyüme saptanabilir. Ateş, üşüme-titreme, 
kırıklık, halsizlik, eklem ağrıları, baş ağrısı, kulağa ağrı vurması, 
hatta çocuklarda karın ağrısı, gibi genel belirti-bulgular ise hastayı 
düşkün hale getirir. Akut bakteriyel tonsillitin en sık nedeni A gurubu 
beta hemolitik streptokoklar olarak adlandırılan mikroorganizmalardır. 
Bu mikroorganizmalar, yani A gurubu beta hemolitik streptokoklar, aynı 
zamanda akut tonsillitin çok önemli süpüratif ve nonsüpüratif 
komplikasyonlarının asli etkenidir. Akut tonsilliti tedavi etmek ve 
özellikle akut romatizmal ateş başta olmak üzere komplikasyonları 
önlemek için, A gurubu beta hemolitik streptokokları mutlaka kapsayan, 
10 günlük antibiyotik tedavisi hekim gözetiminde uygulanır.
 Kronik tonsillit, ya da müzmin anjin, tekrarlayan 
akut tonsillitlerle gelişen patolojik değişikliklerin zaman içinde 
kalıcı hale gelmesi ile oluşan formdur. Anaeroblar başta olmak üzere 
çeşitli mikroorganizmalar bademciklere yerleşir. Bu süreç vakit 
aldığından küçük çocuklarda görülmez; büyük çocuklarda, gençlerde ve 
genç erişkinlerde görülür. Müzmin bademcik iltihabı; klinik olarak 3 
aydan uzun süren tırmalayıcı boğaz ağrısı ve ağız kokusu ile 
karakterizedir. Yorgunluk hissi bu şikayetlere eşlik edebilir. 
Muayenede; büzüşmüş, yüzeyinde çökmeler gelişmiş, kanalcıklarının 
ağzında döküntüler oluşmuş bademcikler ve büyümüş, hassaslaşmış, tonsil 
lenf bezleri diye simgesel olarak adlandırılan, reaksiyone boyun üst 
gurup lenf bezleri saptanır. Kronik tonsillitte tıbbi tedavi ile radikal
 sonuç elde etmek güçtür. Ancak antibiyotik kullanılacaksa, alevlenme 
dönemleri dışında; anaerobları da kapsaması, beta laktamaza dirençli ve 
geniş spektrumlu olması gerekir.
 Tonsillolit, kronik tonsillitlerde, bademciklerin 
kript denilen kanalcıklarının ağzında döküntü birikimi, mikrobial 
biofilm gelişimi ve bunların zaman içinde değişimi ile oluşan taşlaşmış 
maddedir. Tonsillolitlerin renkleri beyaz ile sarı arası olur, boyutları
 ise birkaç milimden bir santime kadar değişebilir. Bu vakalarda müzmin 
anjin belirti-bulgularının yanısıra aşırı kötü ağız kokusu, boğazda 
yabancı cisim hissi şikayetleri ortaya çıkabilir.
 Tonsil hipertrofisi, boğaz bademciklerinin aşırı 
büyümesi durumunu tanımlar. Tonsil hipertrofisi; boğuk ses, yutma 
güçlüğü, horlama, ağız açık uyuma, uyku kesintileri, uykuda nefes 
durması, hatta büyüme ve gelişme bozuklukları gibi belirti-bulgulara yol
 açar. Tonsil hipertrofisi tek başına oluşabilse de, sıklıkla, 
tonsillitlerdeki duruma benzer şekilde, tüm bademcik halkasının 
hipertrofisi ile beraber görülür Bademcik halkası veya dizisi 
hipertrofisi, bademcik ve geniz eti hipertrofisi ön planda bulunduğundan
 ve cerrahi tedavi de bunlara yönelik olduğundan, pratikte 
adenotonsiller hipertrofi olarak adlandırılır. Bademcik dizisinin 
hipertrofisi; bağışıklık görevi sırasında aşırı çalışma, flora 
yerleşimine yanıt veya enfeksiyöz iltihapların etkisi sonucu oluşabilir.
 Bademcik dizisinin, özellikle bademcikler ve geniz etinin bu aşırı 
büyümesi; horlamadan uykuda nefes durmasına, konuşma bozukluğundan yutma
 güçlüğüne, diş kapanış problemlerinden kranyofasyal anomalilere kadar 
pekçok rahatsızlığa yol açar. Geniz etinin aşırı büyümesi, ayrıca, orta 
kulak ve sinüs hastalıklarına zemin hazırlar. 
 
 Tonsillektomi Nedir – Bademcik Ameliyatı Gerekçeleri Nelerdir  
 
 Bademcik ameliyatı, daha kati 
tanımla bademciklerin ameliyatla kısmen veya tamamen alınması, 
tonsillektomi olarak isimlendirilir. Bademcik ameliyatı, tek başına 
uygulanabilir. Ancak çoğunlukla adenoidektomi denilen geniz eti alınması
 da beraberce uygulanır.
 Bademcik ameliyatı kararı, hasta-aile ve hekimin 
ortak görüşünü gerektirir. Dönem dönem çeşitli uluslararası guruplar, 
mutlak ve bağıl bademcik ameliyatı endikasyonları belirlemektedir. Ancak
 bu kararlar konusunda uluslararası ve branşlararası kati uzlaşı yoktur.
 Ayrıca belirlenmiş endikasyonlar zaman içinde değiştirilebilmektedir. 
Unutulmamalıdır ki, bunlar genel kavramlardır ve tıbbın genel 
prensipleri uyarınca hastalık yoktur hasta vardır. Hastaların vaka 
bazında hekimler tarafından makul şekilde değerlendirilip, hasta ve 
aileyle beraber, tıbbi ve cerrahi tedavi seçenekleri gözönüne alınarak, 
nihai kararların verilmesi gerekir. Bademcik ameliyatı kararlarında 
etkili olan konular; enfeksiyöz, tıkayıcı, fonksiyonel ve tümoral 
gerekçeler başlıkları altında toplanabilir. Tümoral olanlar dışındaki 
gerekçelerde ameliyat, çocuklarda, genellikle adenotonsillektomi 
şeklinde uygulanır, yani bademcik ve geniz eti beraberce alınır. Tek 
başına tonsillektomi, yani izole bademcik ameliyatı ise daha nadir, 
çoğunlukla yetişkinlerde uygulanır. Çocuklarda ayrıca, adenoidektomi, 
yani geniz etinin tek başına alındığı, endikasyonlar vardır. 
Tonsillektomi ve adenotonsillektomi gerekçeleri şunlardır:
 Enfeksiyöz gerekçeler; son yılda-son 2 yılda-son 3
 yılda her durum için tanımlanan sayının üzerinde akut tonsillit atağı 
geçirilmesi, peritonsiller abse meydana gelmiş olması, tonsillite 
kardiak hastalık eşliği ve tonsillite febril konvülsiyon eşliği 
tablolarıdır.
 Tıkayıcı gerekçeler; uykuda nefes durması, horlama
 ve uyku bozuklukları, ciddi yutma güçlüğü, ciddi konuşma bozukluğu, 
kranyofasyal gelişim bozukluğu, oklüzyon bozukluğu problemlerinin 
adenotonsiller büyümeye eşlik etmesi durumlarıdır.
 Fonksiyonel gerekçeler; tonsillite sürekli kötü ağız kokusu eşliği veya semptomlarla seyreden tonsillolit bulunmasıdır.
 Tümoral gerekçeler; tümör şüphesi yaratan tek taraflı büyüme veya tümör şüphesi yaratan başka bulgular saptanmasıdır.
 Tonsillektomi teknikleri, dar bir yelpazeye 
yayılır. Tonsillektomi iki ayrı teknikle uygulanır; klasik total 
tonsillektomi ve subtotal tonsillektomi. Klasik tonsillektomide bistüri,
 makas, elektrokoter gibi aletler vasıtasıyla tüm bademcik kapsülüyle 
beraber çıkarılır. Subtotal tonsillektomide ise mikrodebrider, 
radyofrekans gibi aletlerle bademcik dokusunun tamamı değil büyük kısmı 
alınır veya yok edilir, ancak kapsül yerinde bırakılır. Klasik 
tonsillektomi, hasta dokunun kati olarak sökülüp atılması avantajını 
sağlar, subtotal tonsillektomi ise girişim süresini kısaltma, ağrıyı 
azaltma, kanama riskini düşürme amacı güder.
 Tonsillektomi yöntemleri, çeşitlilik gösterir. 
Klasik bistüri-makas kullanımının yanısıra diatermi, radyofrekans, 
mikrodebrider, koblator ve benzeri yöntemler uygulanır. Bunlar cerrahın 
insiyatif kullandığı, sonuçlar açısından anlamlı bir fark getirmeyen 
alet kulanım ve yöntem farklılıklarıdır. İhtiyaca göre birden fazla alet
 ve yöntem beraberce kulanılabilir. 
 
 Bademcik Ameliyatı Sırası ve Sonrası Nasıldır  
 
 Bademcik ve geniz eti ameliyatı sırası ve sonrası şöyle özetlenebilir: Ameliyatı takiben hastalar duruma göre 4-5 saat 
sonra veya ertesi gün taburcu edilir. Boğazın anatomisini bozmamak için,
 tüm dünyada bademcik ve geniz eti ameliyatları dikişsiz olarak yapılır.
 Bu nedenle bütün tekniklerde yaralar, sekonder yara iyileşmesi olarak 
adlandırılan, kendi kendine iyileşme sürecine bırakılır. Süreç bir cilt 
yaralanmasının kendi haline bırakılması durumunda kahverengi-siyah bir 
kabukla iyileşmesinin benzeridir. Ancak boğazdaki açık yaralar, fibrin 
ve diğer maddelerden oluşan beyaz bir yüzeyle kaplanarak iyileşir. 
Hastalar giderek azalan şekilde 5-6 gün boğaz ağrısı, kulağa ağrı 
vurması, yutma güçlüğü gibi sikayetler yaşarlar. Çocuklarda, bademcik 
iltihabı henüz kronikleşmediğinden, dolayısıyla bademcikleri çevreleyen 
kaslara yapışıklıklar oluşmadığından, yetişkinlerden daha az ağrı olur. 
Analjeziklerin kullanımı ile bu ağrılar asgari düzeyde tutulur. 
Hastalar, ilk biriki gün sıvı gıdalar, takipeden birkaç gün yumuşak 
gıdalar ile beslenirler. Boğaz ağrısı olsa da, vücudun susuz kalmasının 
önlenmesi ve gıda geçerken boğazdaki kabuklanmaların temizlenerek geç 
kanamaların engellenmesi için, düzenli şekilde sıvı ve yumuşak gıda 
alımı ihmal edilmemelidir.
 Küçük bademciklere görev devri kavramı; hasta ve 
ailelerin endişelerinin önlenmesi açısından çok önemlidir: Alınan 
bademcik ve geniz eti dokularının vücudu koruma görevini diğer 
lenfoepitelyal dokular, yani bademcik dizisinin küçük parçaları, 
üstlenirler. Böylece vücudun savunma sisteminde herhangi bir zaafiyet 
oluşmaz. Zaten unutulmamalıdır ki alınma ihtiyacı oluşan bademcik ve 
geniz eti, artık vücudun lehine değil, aleyhine çalışmaktadır.
 Tonsillektomi ve adenoidektomiyi takipeden süreç, hastalar tarafından bilinmelidir: Kapsülü ile tamamen alınan boğaz 
bademcikleri daha sonraki yıllarda tekrar büyümezler. Kapsülün yerinde 
bırakıldığı kısmi bademcik ameliyatlarının uzun dönem sonuçları ise 
henüz netleşmemiştir. Diğer taraftan ameliyatla alınmayan dilin arka 
kısmındaki dil kökü mini bademcikleri, vücudu savunma görevleri artacağı
 için, zamanla hafif büyüme gösterebilirler. Geniz eti de, kapsülsüz bir
 doku olması, dolayısıyla ameliyatlarda doku içinde kalıntıları 
kalabilmesi nedeniyle, zaman içinde, istisnai olarak, kısmi büyüme 
gösterebilir. Ancak dil kökü ve genizdeki bu fonksiyonel büyümeler 
nadiren klinik sorun oluşturur. Tonsillektomi ve adenoidektomi 
ameliyatları kazanç-risk-kayıp kavramları açısından bir bütün olarak 
değerlendirildiğinde; ihtiyaç oluşması durumunda, çeşitli fonksiyonel ve
 hayati riskleri önleyen ve hastanın yaşam kalitesini çok artıran 
girişimlerdir. 
 
  
  
 
 
  
  
  
  
  
  
 Copyright/Main Edition 2012 - Comprehensive Revision 2015 - Limited Revision 2022 - Prof. Dr. TUNCAY ULUĞ
Bu internet sitesi, Prof. Dr. Tuncay Uluğ'un Otobiyografisi 
ve KBB Hastalıkları/Baş Boyun Cerrahisi Branşının Anlatımını beraberce içeren birleşik bir sitesidir. 
              Bu internet sitesinin tüm hakları saklıdır.
              Bu sitede yer alan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır; 
hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılmaz, bu konuda herhangi bir 
sorumluluk kabul edilmez.
              Bu site T.C. ve uluslararası fikir hakları kanunları ile 
korunmaktadır. Hastalıklarla ilgili bölümler tamamıyla Prof. Dr. Tuncay 
Uluğ tarafından yazılmıştır ve yine Prof. Dr. Tuncay Uluğ tarafından bir
 kitap olarak yayımlanabilir. Dolayısıyla hastalıkların tanımlandığı 
bölümler başta olmak üzere bu internet sitesinden alıntı yapılamaz.