KULAK SIVISI
 
 
 KULAK SIVISI NEDİR - ORTA KULAK İLTİHABI ÇEŞİTLERİ NELERDİR
EFÜZYONLU ORTA KULAK İLTİHABI NEDİR - SERÖZ OTİT NEDİR
TAKİP TEDAVİ NASILDIR - TÜP TAKMA / GROMMET AMELİYATI NEDİR
EFÜZYONLU OTİTTE TAKİP, TEDAVİ, AMELİYAT SONRASI NASILDIR 
 
  
  
 Kulak sıvısı basit bir rahatsızlık gibi algılanan,
 ancak yıllar içinde konuşma geriliği, yaşam kalitesi bozukluğu, 
kolesteatom oluşumu gibi çok önemli problemlere yol açabilen bir 
hastalıktır. 
 
 SÖZLÜK
Otitis medya: Orta kulak iltihabı
Efüzyonlu otitis medya: Sıvı birikimli orta kulak iltihabı, seröz otit, sekretuar otit
Orta kulak serözitesi: Kulak sıvısı, orta kulakta sızma veya salgı sonucu oluşan sıvı
Tuba östaki: Kulak-geniz kanalı, östaki borusu, tuba
Grommet tüpü: Kulak zarına takılan ve orta kulak havasını dengeleyen havalandırma tüpü 
 
 Kulak Sıvısı Nedir - Orta Kulak İltihabı Çeşitleri Nelerdir 
 
 Kulak sıvısı,  orta kulakta sağlam
 zarın arkasında, akut iltihap belirti-bulguları olmaksızın, sıvı 
birikmesi durumunda kullanılan tanımlamadır. Hekimler bu durumu orta 
kulak serözitesi sözcükleriyle anlatırlar. Gerçekten de akut iltihapla 
seyretmeyen kulak sıvısı genelde serözdür, yani açık renkli ve 
kıvamsızdır. Ancak müköz yani kıvamlı, pürülan yani cerahatli veya glue 
yani yapışkan karakterde de olabilir. Kulak sıvısı, orta kulak 
iltihaplarından biri olan efüzyonlu orta kulak iltihabının asli 
bulgusunu oluşturur. Dolayısıyla yaygın kullanımda kulak sıvısı kavramı,
 efüzyonlu otitis medyayı ifade eder.
 Orta kulak iltihabı sınıflaması,  pekçok hastalık 
tablosunu kapsar. Ancak bunlar arasında akut otitis medya, efüzyonlu 
otitis medya ve müzmin otitis medya öne çıkar. Akut otitis medya; 
bakteriyel enfeksiyonlar sonucu oluşan, ani gelişen ve 7-10 gün süren, 
akut iltihabın klasik belirti bulgularını gösteren, orta kulakta cerahat
 birikimi ile karakterize formdur. Efüzyonlu otitis medya; bakteriyel 
enfeksiyonlar tubal disfonksiyonlar ve mukoza reaksiyonlarının kompleks 
etkileşimiyle oluşan, sinsi gelişen ve uzunca süren, belli belirsiz 
seyreden, orta kulakta sıvı birikimi ile karakterize formdur. Müzmin 
otitis medya; ilk iki formun zemininde gelişen, yıllar içinde ortaya 
çıkan ve yıllarca süren, akıntı-işitme kaybı ve komplikasyonlar dışında 
aşikar rahatsızlık yaratmayan, zar-kemikçikler-mukoza patolojileri ile 
karakterize formdur. Doğaldır ki akut otitis medyaların tekrarları, yani
 rekürran otitis medya, ve ayrıca müzmin orta kulak iltihaplarının 
alevlenme tabloları da görülür. Müzmin otitis medya, basit zar 
perforasyonlu ve kolesteatom oluşumlu müzmin lezyonları tanımlasa da, 
zar retraksiyonu-atelektazi-adhezif otit şeklinde zar çökmesi lezyonları
 da bu formun öncü aşamaları olarak görülebilir. Müzmin otitis medyanın 
akıntı oluşturarak alevlenmeler gösteren şekli, kronik süpüratif otitis 
medya, yani cerahatli müzmin orta kulak iltihabı, olarak da 
adlandırılır.
 Orta kulak iltihabı gelişim zinciri,  orta 
kulaktaki patolojilerin mikroskopik ve odyolojik takip imkanı nedeniyle 
ayrıntılı olarak bilinmektedir. Ancak bu ayrıntıların fazlalığı, 
hastalığın yıllara yayılabilmesi ve işitme-denge organına gösterilen 
hassasiyet, hastalık zincirinin olduğundan karışık algılanmasına yol 
açmaktadır. Orta kulak iltihabı gelişim zinciri, en basitten en ileri 
forma doğru şu şekilde özetlenebilir: Viral enfeksiyonlar-tubal 
problemler-mukoza reaksiyonları üçlüsü, akut otitis medya, rekürran 
otitis medya, efüzyonlu otitis medya, zar retraksiyonu, atelektazi, 
adhezif otitis medya, zar perforasyonlu veya kolesteatomlu müzmin otitis
 medya, temporal kemik içi–komşu doku veya kafa içi otitis medya 
komplikasyonları. Diğer taraftan tüm otit formlarına mastoidal mukoza 
reaksiyonları eşlik eder. Bu reaksiyonlar anatomik ve iltihabi 
devamlılığın doğal sonucudur, ayrı bir klinik tablo olarak kabul 
edilmezler. Ancak ayrı bir klinik tablo oluşturan akut ve müzmin klinik 
mastoidit formları da vardır. Otit zincirindeki basit formlar, yani akut
 otitis medya, rekürran otitis medya ve efüzyonlu otitis medya 
tabloları, çoğunlukla kendiliğinden veya hekim yardımıyla düzelir. Bir 
kısmı ise zaman içinde ilerleyip, sıra takip ederek veya atlayarak, daha
 ağır formlara döner. Bu zincirde müzmin orta kulak iltihapları ve 
bunların komplikasyonları, son halkadır.
 Orta kulak iltihabı sıklık ve yaş parametreleri,  şu özellikleri gösterir: Otitis medya, tüm formları gözönüne 
alındığında, çocukluk çağının en sık doktora başvuru gerekçesi, en sık 
görülen bakteriyel hastalığı, en sık antibiyotik kullanım nedeni ve en 
sık işitme kaybı kaynağıdır. En fazla 6 ay-1 yaş arasında olmak üzere, 7
 yaşına kadar çocukların tamamına yakın bölümü en az bir otitis medya 
atağı geçirir. Orta kulak iltihabı gelişim zincirinin doğal sonucu 
olarak; ilk 3 yaş içinde akut otitis medya, 3-4 yaştan itibaren 
efüzyonlu otitis medya, 7-8 yaştan itibaren ise müzmin otitis medya 
tanıları sıklığı fazladır.
 Orta kulak iltihabı ihtimalini ve sıklığını artıran faktörler  şunlardır: Anne sütünün erken kesilmesi, pasif sigara içiciliği, üst 
solunum yolu enfeksiyonları, reflü, düşük sosyoekonomik koşullar, 
kalabalık çocuk yuvaları. 
 
 Efüzyonlu Orta Kulak İltihabı Nedir - Seröz Otit Nedir 
 
 Efüzyonlu orta kulak iltihabı,  yani efüzyonlu otitis medya; kompleks etkileşimle oluşan, sinsi gelişip 
haftalar aylar bazen de daha uzun süren orta kulak iltihabı formudur. 
Orta kulakta sıvı birikimi ile karakterizedir. Yaygın ifadeyle kulak 
sıvısı olarak adlandırılır. Sıvı sıklıkla seröz, yani sulu 
karakterdedir. Ancak müköz yani kıvamlı, pürülan yani cerahatli veya 
glue yani yapışkan karakterde de olabilir.
 Efüzyonlu orta kulak iltihabı eşdeğer tanımlamaları;  seröz otitis medya yani seröz otit, glue ear yani yapışkan kulak 
iltihabı, sekretuar otitis medya yani sekretuar otittir. Orta kulakta 
biriken sıvı çoğunlukla seröz ve yapışkan olsa da, her zaman bu yapıda 
değildir. Yine, sıvı oluşumunda sekresyonlar rol oynasa da, mukozadan 
transüda denilen sıvı sızması da bu oluşumda pay sahibidir. Dolayısıyla 
tüm patolojik özelikleri kapsayan makul isimlendirme efüzyonlu, yani 
sıvı birikimli orta kulak iltihabıdır.
 Efüzyonlu orta kulak iltihabı gelişiminde rol alan faktörler  önemlidir. Efüzyonlu otit, farklı şekillerde başlayabilen, ancak 
takiben birden fazla etkenin devreye girdiği kompleks etkileşim ve kısır
 döngü ile karakterizedir. Hastalığın gelişiminde, kültürde saptanmaları
 güç olsa da, üst solunum yolu patojenleri denilen ve akut otitis 
medyanın da etkeni olan 3 mikroorganizma, yani streptococcus 
pneumoniae-haemophilus influenzae-moraxella catarrhalis bakterileri pay 
sahibidir. Yine bakterilerin ürettikleri mukozayı kaplayan jölemsi 
biofilm yapısının hastalığın gelişiminde etkisi düşünülmektedir. Ancak 
en az bu faktörler kadar önemli olan, hastalığın başında veya ara 
aşamasında devreye giren tubal disfonksiyon ve mukozal iltihaptır.
 Efüzyonlu orta kulak iltihabı oluşumu,  sıklıkla şu
 karmaşık aşamalardan geçer: Çocuklarda tuba kısadır ve yataydır. Ayrıca
 çocukların bağışıklık sistemleri yeterince gelişmemiştir. Böyle bir 
durumda viral mikrorganizmalar kolayca tubaya yerleşir, yine reflüye 
bağlı pepsin-asid kolayca tubaya kaçar. Sıklıkla viral yerleşim, bazen 
reflü, hatta bazen allerji, tek başına veya beraberce mukozal iltihaba, 
mukozal immun reaksiyona ve mukosilyer aktivite bozulmasına yol açar. Bu
 mukozal patolojiler tubanın çalışmasını bozar, tuba iyi çalışamayınca 
orta kulakta basınç eşitlemesi oluşamaz, orta kulakta var olan havanın 
içindeki nitrojen mukozadaki venöz damarlara emilir ve böylece orta 
kulak hava basıncı düşer. Basınç düşüklüğü, orta kulak mukozasından 
transüda denilen seröz özellikte sıvı sızmasına yol açar. İyi çalışmayan
 tuba, bozulmuş mukosilyer temizleme ve seröz sıvı ortak etkiyle, 
bakterilerin tubal yolla orta kulağa retrograd olarak yerleşimine zemin 
hazırlar. Bakteriyel enfeksiyon ise var olan mukozal ve tubal 
reaksiyonları daha da artırır. Ayrıca orta kulağın küboid epitelinin çok
 sıralı silendrik üst solunum yolu epiteline metaplazisi uyarılır. Bu 
epitel, salgı hücrelerinden zengindir; orta kulaktaki salgı artar ve 
mukoid hale döner. Yine bakteriler biofilm denilen, mukozayı kaplayan ve
 antibiyotiklere direnç sağlayan yapıyı oluşturur. Mukoid sıvı ve 
biofilm de döngüyü şiddetlendirir. Oluşan enfeksiyon-tubal 
disfonksiyon-mukoza hastalığı merkezli kısır döngünün doğal süreçte 
kendiliğinden kırılması güçtür, zamana ihtiyaç gösterir, etken 
faktörlerin tekrar tekrar devreye girmesi ise döngünün çözümünü daha da 
zorlaştırır. Uzayan vakalarda iltihabın akut fazı yerini kronik faza 
bırakır ve kalıcı ödem, granülasyon, hatta fibrozis gelişir; 
attik-aditus-antrum-mastoid havalanmaları da bozulur, mukozanın yanısıra
 kemikte kalıcı değişiklikler oluşmaya başlar. Yine, zarın fibröz 
tabakasında dejenerasyon gelişir, buna bağlı olarak zarın gerginliği 
azalır ve zarın içeri doğru çekilmesi başlar. Tüm bunlar zar 
retraksiyonu, atelektazi, adhezif otitis medya, zar perforasyonlu veya 
kolesteatomlu müzmin otitis medya zincirine giden sürecin işlemesi 
anlamına gelir.
 Efüzyonlu orta kulak iltihabı belirti-bulguları,  müphemdir. Efüzyonlu otit, akut otit gibi çocukluk çağı hastalığıdır, 
ancak akut otitten farkı sessiz ve uzun seyirli olmasıdır: Akut otitis 
medyalarda büyük çocuklarda oluşan kulak ağrısı, ya da küçük çocuklarda 
oluşan ateş-huzursuzluk-iştahsızlık gibi belirtiler efüzyonlu otitis 
medyalarda bulunmaz. Orta kulakta sıvı birikiminin hastalığın temel 
özelliği olduğu bu formda çocuklar, hafif işitme kaybı ve hafif denge 
problemleri dışında önemli bir belirti-bulgu göstermez. Küçük çocuklar 
bu durumun da farkına varamıyacak veya ifade edemiyecek olduklarından, 
çocuğun seslenmeye kayıtsız kalması, televizyona yakın oturması gibi 
ipuçlarının değerlendirilmesi önemlidir.
 Efüzyonlu orta kulak iltihabı komplikasyonları,  işitme kaybı ilintilidir. Efüzyonlu otitlerde oluşan işitme kayıpları 
500 Hz ile 4000 Hz arasını tutar. Bu frekanslar konuşma frekanslarıdır, 
dolayısıyla bunlarda oluşan işitme kayıpları risklidir. Önemsemeyen 
hafif işitme kayıpları uzun sürdüğünde, özellikle konuşma-sosyalleşme 
sürecinde, çok önemli aksi sonuçlara yol açabilir. Konuşma gecikmesi, 
kendini ifade yetersizliği, zihinsel gelişim yetersizliği, derslerde 
başarısızlık, içe kapanma, hatta yaşam kalitesi düşüklüğü ve yaşamda 
başarısız olma problemleri zincirleme olarak oluşabilir. Efüzyonlu 
otitis medyalarda ayrıca dengesizlik, sersemlik hissi şeklindeki denge 
sistemi rahatsızlıkları sıkça görülür.
 Efüzyonlu orta kulak iltihabı sonuçları,  daha 
ileri orta kulak iltihabı formlarıdır. Bunlar en basitten en ileri forma
 doğru şu şekilde özetlenebilir: Zar retraksiyonu, atelektazi, adhezif 
otitis medya, zar perforasyonlu veya kolesteatomlu müzmin otitis medya.
 Yetişkinlerde efüzyonlu orta kulak iltihabı,  nadir
 olmayarak görülür. Hastalık sıklıkla, çeşitli nedenlerle oluşan tubal 
disfonksiyonlar sonucu gelişir. Bu nedenler arasında üst solunum yolu 
viral enfeksiyonları, larengofarengeal reflü, allerji, rinosinüzitler 
sayılabilir. Ancak özellikle, yeni ortaya çıkan tek taraflı yetişkin 
efüzyonlu otitlerinde, geniz tümörü ihtimalinin mutlaka dışlanması 
gereklidir. Yetişkinlerde efüzyonlu orta kulak iltihabında görülen en 
önemli şikayet ise işitme kaybıdır. 
 
 Takip Tedavi Nasıldır - Tüp Takma / Grommet Ameliyatı Nedir 
 
 Efüzyonlu orta kulak iltihabı takip-tedavisi  konusunda, tıpkı akut orta kulak iltihabı takip-tedavisindeki gibi 2 
farklı görüş söz konusudur: Birinci görüş “tedavi etme, takip et”, 
ikinci görüş “tedavi dene, takip et” şeklinde özetlenebilir. Kuzey 
Avrupa ve Kuzey Amerika orijinli birinci görüş, tüm otitis medya 
formlarında antibiyotik kullanımını çeşitli gerekçelerle azaltmayı 
amaçlamaktadır. Bu görüş, efüzyonlu otitis medyada antibiyotik 
kullanmaksızın 6 ay takibi öngörmektedir. Tedavi merkezli klasik ikinci 
görüş ise, üst solunum yolu patojenleri denilen 3 mikroorganizmaya 
etkili geniş spektrumlu antibiyotiklerin makul bir süre kullanımı 
sonrası 6 ay takibi öngörmektedir. Geçmişte uygulanan uzun süreli 
antibiyotik kullanımından ise uzak durulmaktadır. Efüzyonlu otitis 
medyada ayrıca üçüncü bir görüş de söz konusudur ve bu görüş, 
tetikleyici olabilecek allerji, reflü, adenoidit-sinüzit gibi 
rahatsızlıkların tanıya veya tecrübeye dayalı tedavisini öngörmektedir.
 Akut, rekürran ve efüzyonlu orta kulak iltihabında antibiyotik seçimi,  şu şekildedir: Akut, rekürran ve efüzyonlu otitlerde antibiyotik 
kullanılacaksa, ilk tercihin amoksisilin olması yönünde yıllardır görüş 
birliği vardır. Ancak bu basit otit formlarında en sık saptanan 
streptokok, hemofilus ve moraksella suşlarından oluşan bakteriler; beta 
laktamaz denilen enzimi yaparak, penisilin bağlayıcı proteini 
değiştirerek ve biofilm oluşturarak antibiyotiklere direnç mekanizmaları
 geliştirmektedir. Direncin aşılmasının gerekli olduğu vakalarda 
amoksisilin-klavulanat kombinasyonu, sefuroksim ve seftriakson 
seçenekleri öne çıkar. Otitis medyalarda, doğrudan orta kulaktaki 
iltihaba yönelik olarak sempatomimetik-dekonjestan, antihistaminik ve 
kortizol içeren ilaçların kullanımı konusunda ise görüş birliği yoktur.
 Akut, rekürran ve efüzyonlu orta kulak iltihabını önleme yöntemleri,  şu şekilde özetlenebilir: Akut, rekürran ve efüzyonlu otit formlarının 
her üçü için geçerli olmak üzere; anne sütünün erken kesilmesi, pasif 
sigara içiciliği, üst solunum yolu enfeksiyonları, reflü, düşük 
sosyoekonomik koşullar, kalabalık çocuk yuvaları gibi orta kulak 
iltihaplarına zemin hazırlayan faktörler, ailelerin yönlendirilmesiyle, 
mümkün olduğunca düzeltilmeye çalışılır. Diğer taraftan bu üç otit 
formunun gelişimini önlemek için kullanılan aşı uygulamaları ise ancak 
kısmi fayda vermektedir. Viral enfeksiyonları takiben bakterilerin 
yerleşeceği ortamın oluşumunu engelemeyi amaçlayan grip aşıları yalnız 
belli infuenza suşlarına etkilidir, influenzanın diğer suşlarına ve çok 
çeşitli diğer viruslara etki etmemektedir. Pnömokok aşıları da yalnız bu
 bakterinin belli serolojik suşlarını kapsamakta, doğal olarak diğer 
suşlar ile hemofilus ve moraksella bakterilerine ise etkili 
olmamaktadır.
 Efüzyonlu orta kulak iltihabında ameliyat seçeneği,  çok önemli bir tedavi yöntemidir. Hasta-aile ve hekimin ortak kararıyla
 ilk aşamada hangi tıbbi takip-tedavi yolu izlenirse izlensin, dirençli 
vakalarda ikinci aşama cerrahidir, yani kulak zarlarına tüp 
takılmasıdır. Obstruksiyon yapan adenoid hipertrofisi yani geniz eti 
büyümesi veya enfeksiyon kaynağı olan adenoidit yani geniz eti iltihabı 
saptanması durumunda ise, adenoidektomi denilen geniz eti alınması, tüp 
takılması ile beraber uygulanır. Adenoidektomi uygulanmamış vakalarda 
ikinci kez tüp takılması ihtiyacı oluşursa, bu dokunun mikroorganizma 
rezervuarı olma, biofilm barındırma ve tubal fonksiyonu bozma 
ihtimallerini bertaraf etmek için geniz eti de hemen daima alınır. Eğer 
çift taraflı anlamlı işitme kaybı ile buna bağlı konuşma geriliği ve 
ilişikli problemler söz konusu ise, cerrahi girişimler daha atik 
uygulanır.
 Kulağa tüp takma ameliyatı,  kulak zarına bir delik
 açılmasını takiben, minik bir makaraya benzeyen, ortasında havalandırma
 kanalı bulunan bir tüpün zardaki bu küçük deliğe yerleştirilmesi 
işlemidir. Hekimler bu tüpleri havalandırma tüpü, timpanostomi tüpü veya
 grommet tüpü şeklinde isimlendirirler. Dirençli efüzyonlu otitlerin 
tedavisinde, zara havalandırma tüplerinin takılması, orta kulağın 
yeniden havalanmasını temin eder. Kulak tüpleri; östaki burusunun 
işlevini uzunca bir süre üstlenir ve tüp kanalıyla havalanma orta kulak 
basıncının dengelenmesini sağlar. Böylece hastalık kısır döngüsü kırılır
 ve orta kulak ile östaki borusunu kaplayan dokunun sağlığına kavuşması 
fırsatı oluşur.
 Yetişkinlerde efüzyonlu orta kulak iltihabı tedavisi,  vaka bazında kararlarla yapılır. Yetişkin hastalarda önce altta yatan 
hastalığa yönelik tıbbi veya cerrahi tedavi uygulanır. Tümörler 
dışındaki vakalarda, enfeksiyon-reflü-allerji önlem ve tedavileri çok 
önemlidir. Konzervatif, tıbbi tedaviye dirençli vakalarda ikinci aşama, 
tüp takılmasıdır. Havalandırma tüplerinin birden fazla kez takılması, 
hatta T-tüpü denilen yıllarca kulakta kalan özel tüplerin takılması 
gerekebilir. Yetişkinlerde çocuklardan farklı olarak tuba balon 
dilatasyonu ve lazer tuboplasti seçenekleri de söz konusudur. Her tür 
cerrahi girişim mutlaka enfeksiyon-reflü-allerji önlem ve tedavileri ile
 desteklenmelidir. 
 
 Efüzyonlu Otitte Takip, Tedavi, Ameliyat Sonrası Nasıldır 
 
 Efüzyonlu orta kulak iltihabı takip-tedavi sırası ve sonrası,  şu şekilde özetlenebilir: Hastaların önemli bir bölümü kendiliğinden 
veya tıbbi yardımla düzelir. Ancak vakaların bir kısmı takip-tedaviye 
direnç gösterir; bu vakalarda kulak tüpü ve ihtiyaç halinde geniz eti 
operasyonu uygulanır. Tüp takılan vakaların büyük bölümü tamamen 
düzelirken, küçük bir bölümünde direnç devam eder, ikinci, hatta üçüncü 
kez tüp uygulanması gerekebilir. Hasta-aile ve hekimin tüm uğraşısına 
karşın, az sayıda hastada, hastalık daha ağır formlara ilerleyebilir ve 
efüzyonlu otitis medya tabloları yıllar içinde zar retraksiyonu, 
atelektazi, adhezif otitis medya, zar perforasyonlu müzmin otitis medya 
veya kolesteatomlu müzmin otitis medya tablolarına dönebilir. Diğer 
taraftan işitme kaybı ilintili konuşma gecikmesi, kendini ifade 
yetersizliği, zihinsel gelişim yetersizliği, derslerde başarısızlık, içe
 kapanma, nihayet yaşam kalitesi düşüklüğü ve yaşamda başarısız olma 
problemleri, uzun süreli çift taraflı işitme kayıplarında hastalığın 
basit veya ileri otit formu olmasına bakmaksızın, söz konusu olabilir.
 Kulak tüpü ameliyat sırası ve sonrası,  şöyle 
özetlenebilir: Operasyon, çocuklarda genel anestezi altında, 
yetişkinlerde ise lokal veya genel anestezi altında uygulanır. Hastalar,
 başka bir müdahale yapılmamışsa, aynı gün taburcu edilir. Havalandırma 
tüplü hasta denize girerken ve özellikle suya dalarken, kulağını, hekim 
tarafından belirlenen önlemlerle korumak zorundadır. Tüplü kulaklarda 
nadiren de olsa akıntı gelişebilir; bu akıntılı vakalar kronik otitis 
medya formu kuralları dahilinde tedavi edilir. Kulak tüpleri kullanılan 
tüpün cinsine göre değişmek üzere aylarca yerinde kalır, takiben vücut 
yabancı dokuyu reddeder, tüpler dışarı atılır, zar deliği ise 
kendiliğinden iyileşir. İstisnai vakalarda tüplerin atılmasını takiben 
zar deliği kalıcı hale gelebilir. Tüpleri takiben daha sık görülen 
problem ise timpanoskleroz, yani orta kulakta iltihabi kireçlenme 
oluşmasıdır. Bu iltihabi kireçlenmeler genelde yalnız miringoskleroz, 
yani zar kireçlenmesi şeklinde gelişir. Kireçlenme kemik zinciri 
tutmadığı sürece, önemli bir probleme yol açmaz. Tüp takılmasının çok 
önemli kazanımları, bu düşük ihtimalli ve sınırlı problemlerin göze 
alınmasını gerektirir. Dirençli efüzyonlu otit vakalarında havalandırma 
tüpü takılması ve ihtiyaç halinde geniz eti alınması ameliyatları, 
kazanç-risk-kayıp kavramları açısından bir bütün olarak 
değerlendirildiğinde; işitme kaybına bağlı komplikasyonların gelişmesi 
ve hastalığın tehlikeli ileri formlara ilerlemesi ihtimallerini çok 
azaltan girişimlerdir. 
 
  
 
 
  
  
  
  
  
  
 Copyright/Main Edition 2012 - Comprehensive Revision 2015 - Limited Revision 2022 - Prof. Dr. TUNCAY ULUĞ
Bu internet sitesi, Prof. Dr. Tuncay Uluğ'un Otobiyografisi 
ve KBB Hastalıkları/Baş Boyun Cerrahisi Branşının Anlatımını beraberce içeren birleşik bir sitesidir. 
              Bu internet sitesinin tüm hakları saklıdır.
              Bu sitede yer alan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır; 
hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılmaz, bu konuda herhangi bir 
sorumluluk kabul edilmez.
              Bu site T.C. ve uluslararası fikir hakları kanunları ile 
korunmaktadır. Hastalıklarla ilgili bölümler tamamıyla Prof. Dr. Tuncay 
Uluğ tarafından yazılmıştır ve yine Prof. Dr. Tuncay Uluğ tarafından bir
 kitap olarak yayımlanabilir. Dolayısıyla hastalıkların tanımlandığı 
bölümler başta olmak üzere bu internet sitesinden alıntı yapılamaz.