KULAK SIVISI
KULAK SIVISI NEDİR - ORTA KULAK İLTİHABI ÇEŞİTLERİ NELERDİR
EFÜZYONLU ORTA KULAK İLTİHABI NEDİR - SERÖZ OTİT NEDİR
TAKİP TEDAVİ NASILDIR - TÜP TAKMA / GROMMET AMELİYATI NEDİR
EFÜZYONLU OTİTTE TAKİP, TEDAVİ, AMELİYAT SONRASI NASILDIR
Kulak sıvısı basit bir rahatsızlık gibi algılanan,
ancak yıllar içinde konuşma geriliği, yaşam kalitesi bozukluğu,
kolesteatom oluşumu gibi çok önemli problemlere yol açabilen bir
hastalıktır.
SÖZLÜK
Otitis medya: Orta kulak iltihabı
Efüzyonlu otitis medya: Sıvı birikimli orta kulak iltihabı, seröz otit, sekretuar otit
Orta kulak serözitesi: Kulak sıvısı, orta kulakta sızma veya salgı sonucu oluşan sıvı
Tuba östaki: Kulak-geniz kanalı, östaki borusu, tuba
Grommet tüpü: Kulak zarına takılan ve orta kulak havasını dengeleyen havalandırma tüpü
Kulak Sıvısı Nedir - Orta Kulak İltihabı Çeşitleri Nelerdir
Kulak sıvısı, orta kulakta sağlam
zarın arkasında, akut iltihap belirti-bulguları olmaksızın, sıvı
birikmesi durumunda kullanılan tanımlamadır. Hekimler bu durumu orta
kulak serözitesi sözcükleriyle anlatırlar. Gerçekten de akut iltihapla
seyretmeyen kulak sıvısı genelde serözdür, yani açık renkli ve
kıvamsızdır. Ancak müköz yani kıvamlı, pürülan yani cerahatli veya glue
yani yapışkan karakterde de olabilir. Kulak sıvısı, orta kulak
iltihaplarından biri olan efüzyonlu orta kulak iltihabının asli
bulgusunu oluşturur. Dolayısıyla yaygın kullanımda kulak sıvısı kavramı,
efüzyonlu otitis medyayı ifade eder.
Orta kulak iltihabı sınıflaması, pekçok hastalık
tablosunu kapsar. Ancak bunlar arasında akut otitis medya, efüzyonlu
otitis medya ve müzmin otitis medya öne çıkar. Akut otitis medya;
bakteriyel enfeksiyonlar sonucu oluşan, ani gelişen ve 7-10 gün süren,
akut iltihabın klasik belirti bulgularını gösteren, orta kulakta cerahat
birikimi ile karakterize formdur. Efüzyonlu otitis medya; bakteriyel
enfeksiyonlar tubal disfonksiyonlar ve mukoza reaksiyonlarının kompleks
etkileşimiyle oluşan, sinsi gelişen ve uzunca süren, belli belirsiz
seyreden, orta kulakta sıvı birikimi ile karakterize formdur. Müzmin
otitis medya; ilk iki formun zemininde gelişen, yıllar içinde ortaya
çıkan ve yıllarca süren, akıntı-işitme kaybı ve komplikasyonlar dışında
aşikar rahatsızlık yaratmayan, zar-kemikçikler-mukoza patolojileri ile
karakterize formdur. Doğaldır ki akut otitis medyaların tekrarları, yani
rekürran otitis medya, ve ayrıca müzmin orta kulak iltihaplarının
alevlenme tabloları da görülür. Müzmin otitis medya, basit zar
perforasyonlu ve kolesteatom oluşumlu müzmin lezyonları tanımlasa da,
zar retraksiyonu-atelektazi-adhezif otit şeklinde zar çökmesi lezyonları
da bu formun öncü aşamaları olarak görülebilir. Müzmin otitis medyanın
akıntı oluşturarak alevlenmeler gösteren şekli, kronik süpüratif otitis
medya, yani cerahatli müzmin orta kulak iltihabı, olarak da
adlandırılır.
Orta kulak iltihabı gelişim zinciri, orta
kulaktaki patolojilerin mikroskopik ve odyolojik takip imkanı nedeniyle
ayrıntılı olarak bilinmektedir. Ancak bu ayrıntıların fazlalığı,
hastalığın yıllara yayılabilmesi ve işitme-denge organına gösterilen
hassasiyet, hastalık zincirinin olduğundan karışık algılanmasına yol
açmaktadır. Orta kulak iltihabı gelişim zinciri, en basitten en ileri
forma doğru şu şekilde özetlenebilir: Viral enfeksiyonlar-tubal
problemler-mukoza reaksiyonları üçlüsü, akut otitis medya, rekürran
otitis medya, efüzyonlu otitis medya, zar retraksiyonu, atelektazi,
adhezif otitis medya, zar perforasyonlu veya kolesteatomlu müzmin otitis
medya, temporal kemik içi–komşu doku veya kafa içi otitis medya
komplikasyonları. Diğer taraftan tüm otit formlarına mastoidal mukoza
reaksiyonları eşlik eder. Bu reaksiyonlar anatomik ve iltihabi
devamlılığın doğal sonucudur, ayrı bir klinik tablo olarak kabul
edilmezler. Ancak ayrı bir klinik tablo oluşturan akut ve müzmin klinik
mastoidit formları da vardır. Otit zincirindeki basit formlar, yani akut
otitis medya, rekürran otitis medya ve efüzyonlu otitis medya
tabloları, çoğunlukla kendiliğinden veya hekim yardımıyla düzelir. Bir
kısmı ise zaman içinde ilerleyip, sıra takip ederek veya atlayarak, daha
ağır formlara döner. Bu zincirde müzmin orta kulak iltihapları ve
bunların komplikasyonları, son halkadır.
Orta kulak iltihabı sıklık ve yaş parametreleri, şu özellikleri gösterir: Otitis medya, tüm formları gözönüne
alındığında, çocukluk çağının en sık doktora başvuru gerekçesi, en sık
görülen bakteriyel hastalığı, en sık antibiyotik kullanım nedeni ve en
sık işitme kaybı kaynağıdır. En fazla 6 ay-1 yaş arasında olmak üzere, 7
yaşına kadar çocukların tamamına yakın bölümü en az bir otitis medya
atağı geçirir. Orta kulak iltihabı gelişim zincirinin doğal sonucu
olarak; ilk 3 yaş içinde akut otitis medya, 3-4 yaştan itibaren
efüzyonlu otitis medya, 7-8 yaştan itibaren ise müzmin otitis medya
tanıları sıklığı fazladır.
Orta kulak iltihabı ihtimalini ve sıklığını artıran faktörler şunlardır: Anne sütünün erken kesilmesi, pasif sigara içiciliği, üst
solunum yolu enfeksiyonları, reflü, düşük sosyoekonomik koşullar,
kalabalık çocuk yuvaları.
Efüzyonlu Orta Kulak İltihabı Nedir - Seröz Otit Nedir
Efüzyonlu orta kulak iltihabı, yani efüzyonlu otitis medya; kompleks etkileşimle oluşan, sinsi gelişip
haftalar aylar bazen de daha uzun süren orta kulak iltihabı formudur.
Orta kulakta sıvı birikimi ile karakterizedir. Yaygın ifadeyle kulak
sıvısı olarak adlandırılır. Sıvı sıklıkla seröz, yani sulu
karakterdedir. Ancak müköz yani kıvamlı, pürülan yani cerahatli veya
glue yani yapışkan karakterde de olabilir.
Efüzyonlu orta kulak iltihabı eşdeğer tanımlamaları; seröz otitis medya yani seröz otit, glue ear yani yapışkan kulak
iltihabı, sekretuar otitis medya yani sekretuar otittir. Orta kulakta
biriken sıvı çoğunlukla seröz ve yapışkan olsa da, her zaman bu yapıda
değildir. Yine, sıvı oluşumunda sekresyonlar rol oynasa da, mukozadan
transüda denilen sıvı sızması da bu oluşumda pay sahibidir. Dolayısıyla
tüm patolojik özelikleri kapsayan makul isimlendirme efüzyonlu, yani
sıvı birikimli orta kulak iltihabıdır.
Efüzyonlu orta kulak iltihabı gelişiminde rol alan faktörler önemlidir. Efüzyonlu otit, farklı şekillerde başlayabilen, ancak
takiben birden fazla etkenin devreye girdiği kompleks etkileşim ve kısır
döngü ile karakterizedir. Hastalığın gelişiminde, kültürde saptanmaları
güç olsa da, üst solunum yolu patojenleri denilen ve akut otitis
medyanın da etkeni olan 3 mikroorganizma, yani streptococcus
pneumoniae-haemophilus influenzae-moraxella catarrhalis bakterileri pay
sahibidir. Yine bakterilerin ürettikleri mukozayı kaplayan jölemsi
biofilm yapısının hastalığın gelişiminde etkisi düşünülmektedir. Ancak
en az bu faktörler kadar önemli olan, hastalığın başında veya ara
aşamasında devreye giren tubal disfonksiyon ve mukozal iltihaptır.
Efüzyonlu orta kulak iltihabı oluşumu, sıklıkla şu
karmaşık aşamalardan geçer: Çocuklarda tuba kısadır ve yataydır. Ayrıca
çocukların bağışıklık sistemleri yeterince gelişmemiştir. Böyle bir
durumda viral mikrorganizmalar kolayca tubaya yerleşir, yine reflüye
bağlı pepsin-asid kolayca tubaya kaçar. Sıklıkla viral yerleşim, bazen
reflü, hatta bazen allerji, tek başına veya beraberce mukozal iltihaba,
mukozal immun reaksiyona ve mukosilyer aktivite bozulmasına yol açar. Bu
mukozal patolojiler tubanın çalışmasını bozar, tuba iyi çalışamayınca
orta kulakta basınç eşitlemesi oluşamaz, orta kulakta var olan havanın
içindeki nitrojen mukozadaki venöz damarlara emilir ve böylece orta
kulak hava basıncı düşer. Basınç düşüklüğü, orta kulak mukozasından
transüda denilen seröz özellikte sıvı sızmasına yol açar. İyi çalışmayan
tuba, bozulmuş mukosilyer temizleme ve seröz sıvı ortak etkiyle,
bakterilerin tubal yolla orta kulağa retrograd olarak yerleşimine zemin
hazırlar. Bakteriyel enfeksiyon ise var olan mukozal ve tubal
reaksiyonları daha da artırır. Ayrıca orta kulağın küboid epitelinin çok
sıralı silendrik üst solunum yolu epiteline metaplazisi uyarılır. Bu
epitel, salgı hücrelerinden zengindir; orta kulaktaki salgı artar ve
mukoid hale döner. Yine bakteriler biofilm denilen, mukozayı kaplayan ve
antibiyotiklere direnç sağlayan yapıyı oluşturur. Mukoid sıvı ve
biofilm de döngüyü şiddetlendirir. Oluşan enfeksiyon-tubal
disfonksiyon-mukoza hastalığı merkezli kısır döngünün doğal süreçte
kendiliğinden kırılması güçtür, zamana ihtiyaç gösterir, etken
faktörlerin tekrar tekrar devreye girmesi ise döngünün çözümünü daha da
zorlaştırır. Uzayan vakalarda iltihabın akut fazı yerini kronik faza
bırakır ve kalıcı ödem, granülasyon, hatta fibrozis gelişir;
attik-aditus-antrum-mastoid havalanmaları da bozulur, mukozanın yanısıra
kemikte kalıcı değişiklikler oluşmaya başlar. Yine, zarın fibröz
tabakasında dejenerasyon gelişir, buna bağlı olarak zarın gerginliği
azalır ve zarın içeri doğru çekilmesi başlar. Tüm bunlar zar
retraksiyonu, atelektazi, adhezif otitis medya, zar perforasyonlu veya
kolesteatomlu müzmin otitis medya zincirine giden sürecin işlemesi
anlamına gelir.
Efüzyonlu orta kulak iltihabı belirti-bulguları, müphemdir. Efüzyonlu otit, akut otit gibi çocukluk çağı hastalığıdır,
ancak akut otitten farkı sessiz ve uzun seyirli olmasıdır: Akut otitis
medyalarda büyük çocuklarda oluşan kulak ağrısı, ya da küçük çocuklarda
oluşan ateş-huzursuzluk-iştahsızlık gibi belirtiler efüzyonlu otitis
medyalarda bulunmaz. Orta kulakta sıvı birikiminin hastalığın temel
özelliği olduğu bu formda çocuklar, hafif işitme kaybı ve hafif denge
problemleri dışında önemli bir belirti-bulgu göstermez. Küçük çocuklar
bu durumun da farkına varamıyacak veya ifade edemiyecek olduklarından,
çocuğun seslenmeye kayıtsız kalması, televizyona yakın oturması gibi
ipuçlarının değerlendirilmesi önemlidir.
Efüzyonlu orta kulak iltihabı komplikasyonları, işitme kaybı ilintilidir. Efüzyonlu otitlerde oluşan işitme kayıpları
500 Hz ile 4000 Hz arasını tutar. Bu frekanslar konuşma frekanslarıdır,
dolayısıyla bunlarda oluşan işitme kayıpları risklidir. Önemsemeyen
hafif işitme kayıpları uzun sürdüğünde, özellikle konuşma-sosyalleşme
sürecinde, çok önemli aksi sonuçlara yol açabilir. Konuşma gecikmesi,
kendini ifade yetersizliği, zihinsel gelişim yetersizliği, derslerde
başarısızlık, içe kapanma, hatta yaşam kalitesi düşüklüğü ve yaşamda
başarısız olma problemleri zincirleme olarak oluşabilir. Efüzyonlu
otitis medyalarda ayrıca dengesizlik, sersemlik hissi şeklindeki denge
sistemi rahatsızlıkları sıkça görülür.
Efüzyonlu orta kulak iltihabı sonuçları, daha
ileri orta kulak iltihabı formlarıdır. Bunlar en basitten en ileri forma
doğru şu şekilde özetlenebilir: Zar retraksiyonu, atelektazi, adhezif
otitis medya, zar perforasyonlu veya kolesteatomlu müzmin otitis medya.
Yetişkinlerde efüzyonlu orta kulak iltihabı, nadir
olmayarak görülür. Hastalık sıklıkla, çeşitli nedenlerle oluşan tubal
disfonksiyonlar sonucu gelişir. Bu nedenler arasında üst solunum yolu
viral enfeksiyonları, larengofarengeal reflü, allerji, rinosinüzitler
sayılabilir. Ancak özellikle, yeni ortaya çıkan tek taraflı yetişkin
efüzyonlu otitlerinde, geniz tümörü ihtimalinin mutlaka dışlanması
gereklidir. Yetişkinlerde efüzyonlu orta kulak iltihabında görülen en
önemli şikayet ise işitme kaybıdır.
Takip Tedavi Nasıldır - Tüp Takma / Grommet Ameliyatı Nedir
Efüzyonlu orta kulak iltihabı takip-tedavisi konusunda, tıpkı akut orta kulak iltihabı takip-tedavisindeki gibi 2
farklı görüş söz konusudur: Birinci görüş “tedavi etme, takip et”,
ikinci görüş “tedavi dene, takip et” şeklinde özetlenebilir. Kuzey
Avrupa ve Kuzey Amerika orijinli birinci görüş, tüm otitis medya
formlarında antibiyotik kullanımını çeşitli gerekçelerle azaltmayı
amaçlamaktadır. Bu görüş, efüzyonlu otitis medyada antibiyotik
kullanmaksızın 6 ay takibi öngörmektedir. Tedavi merkezli klasik ikinci
görüş ise, üst solunum yolu patojenleri denilen 3 mikroorganizmaya
etkili geniş spektrumlu antibiyotiklerin makul bir süre kullanımı
sonrası 6 ay takibi öngörmektedir. Geçmişte uygulanan uzun süreli
antibiyotik kullanımından ise uzak durulmaktadır. Efüzyonlu otitis
medyada ayrıca üçüncü bir görüş de söz konusudur ve bu görüş,
tetikleyici olabilecek allerji, reflü, adenoidit-sinüzit gibi
rahatsızlıkların tanıya veya tecrübeye dayalı tedavisini öngörmektedir.
Akut, rekürran ve efüzyonlu orta kulak iltihabında antibiyotik seçimi, şu şekildedir: Akut, rekürran ve efüzyonlu otitlerde antibiyotik
kullanılacaksa, ilk tercihin amoksisilin olması yönünde yıllardır görüş
birliği vardır. Ancak bu basit otit formlarında en sık saptanan
streptokok, hemofilus ve moraksella suşlarından oluşan bakteriler; beta
laktamaz denilen enzimi yaparak, penisilin bağlayıcı proteini
değiştirerek ve biofilm oluşturarak antibiyotiklere direnç mekanizmaları
geliştirmektedir. Direncin aşılmasının gerekli olduğu vakalarda
amoksisilin-klavulanat kombinasyonu, sefuroksim ve seftriakson
seçenekleri öne çıkar. Otitis medyalarda, doğrudan orta kulaktaki
iltihaba yönelik olarak sempatomimetik-dekonjestan, antihistaminik ve
kortizol içeren ilaçların kullanımı konusunda ise görüş birliği yoktur.
Akut, rekürran ve efüzyonlu orta kulak iltihabını önleme yöntemleri, şu şekilde özetlenebilir: Akut, rekürran ve efüzyonlu otit formlarının
her üçü için geçerli olmak üzere; anne sütünün erken kesilmesi, pasif
sigara içiciliği, üst solunum yolu enfeksiyonları, reflü, düşük
sosyoekonomik koşullar, kalabalık çocuk yuvaları gibi orta kulak
iltihaplarına zemin hazırlayan faktörler, ailelerin yönlendirilmesiyle,
mümkün olduğunca düzeltilmeye çalışılır. Diğer taraftan bu üç otit
formunun gelişimini önlemek için kullanılan aşı uygulamaları ise ancak
kısmi fayda vermektedir. Viral enfeksiyonları takiben bakterilerin
yerleşeceği ortamın oluşumunu engelemeyi amaçlayan grip aşıları yalnız
belli infuenza suşlarına etkilidir, influenzanın diğer suşlarına ve çok
çeşitli diğer viruslara etki etmemektedir. Pnömokok aşıları da yalnız bu
bakterinin belli serolojik suşlarını kapsamakta, doğal olarak diğer
suşlar ile hemofilus ve moraksella bakterilerine ise etkili
olmamaktadır.
Efüzyonlu orta kulak iltihabında ameliyat seçeneği, çok önemli bir tedavi yöntemidir. Hasta-aile ve hekimin ortak kararıyla
ilk aşamada hangi tıbbi takip-tedavi yolu izlenirse izlensin, dirençli
vakalarda ikinci aşama cerrahidir, yani kulak zarlarına tüp
takılmasıdır. Obstruksiyon yapan adenoid hipertrofisi yani geniz eti
büyümesi veya enfeksiyon kaynağı olan adenoidit yani geniz eti iltihabı
saptanması durumunda ise, adenoidektomi denilen geniz eti alınması, tüp
takılması ile beraber uygulanır. Adenoidektomi uygulanmamış vakalarda
ikinci kez tüp takılması ihtiyacı oluşursa, bu dokunun mikroorganizma
rezervuarı olma, biofilm barındırma ve tubal fonksiyonu bozma
ihtimallerini bertaraf etmek için geniz eti de hemen daima alınır. Eğer
çift taraflı anlamlı işitme kaybı ile buna bağlı konuşma geriliği ve
ilişikli problemler söz konusu ise, cerrahi girişimler daha atik
uygulanır.
Kulağa tüp takma ameliyatı, kulak zarına bir delik
açılmasını takiben, minik bir makaraya benzeyen, ortasında havalandırma
kanalı bulunan bir tüpün zardaki bu küçük deliğe yerleştirilmesi
işlemidir. Hekimler bu tüpleri havalandırma tüpü, timpanostomi tüpü veya
grommet tüpü şeklinde isimlendirirler. Dirençli efüzyonlu otitlerin
tedavisinde, zara havalandırma tüplerinin takılması, orta kulağın
yeniden havalanmasını temin eder. Kulak tüpleri; östaki burusunun
işlevini uzunca bir süre üstlenir ve tüp kanalıyla havalanma orta kulak
basıncının dengelenmesini sağlar. Böylece hastalık kısır döngüsü kırılır
ve orta kulak ile östaki borusunu kaplayan dokunun sağlığına kavuşması
fırsatı oluşur.
Yetişkinlerde efüzyonlu orta kulak iltihabı tedavisi, vaka bazında kararlarla yapılır. Yetişkin hastalarda önce altta yatan
hastalığa yönelik tıbbi veya cerrahi tedavi uygulanır. Tümörler
dışındaki vakalarda, enfeksiyon-reflü-allerji önlem ve tedavileri çok
önemlidir. Konzervatif, tıbbi tedaviye dirençli vakalarda ikinci aşama,
tüp takılmasıdır. Havalandırma tüplerinin birden fazla kez takılması,
hatta T-tüpü denilen yıllarca kulakta kalan özel tüplerin takılması
gerekebilir. Yetişkinlerde çocuklardan farklı olarak tuba balon
dilatasyonu ve lazer tuboplasti seçenekleri de söz konusudur. Her tür
cerrahi girişim mutlaka enfeksiyon-reflü-allerji önlem ve tedavileri ile
desteklenmelidir.
Efüzyonlu Otitte Takip, Tedavi, Ameliyat Sonrası Nasıldır
Efüzyonlu orta kulak iltihabı takip-tedavi sırası ve sonrası, şu şekilde özetlenebilir: Hastaların önemli bir bölümü kendiliğinden
veya tıbbi yardımla düzelir. Ancak vakaların bir kısmı takip-tedaviye
direnç gösterir; bu vakalarda kulak tüpü ve ihtiyaç halinde geniz eti
operasyonu uygulanır. Tüp takılan vakaların büyük bölümü tamamen
düzelirken, küçük bir bölümünde direnç devam eder, ikinci, hatta üçüncü
kez tüp uygulanması gerekebilir. Hasta-aile ve hekimin tüm uğraşısına
karşın, az sayıda hastada, hastalık daha ağır formlara ilerleyebilir ve
efüzyonlu otitis medya tabloları yıllar içinde zar retraksiyonu,
atelektazi, adhezif otitis medya, zar perforasyonlu müzmin otitis medya
veya kolesteatomlu müzmin otitis medya tablolarına dönebilir. Diğer
taraftan işitme kaybı ilintili konuşma gecikmesi, kendini ifade
yetersizliği, zihinsel gelişim yetersizliği, derslerde başarısızlık, içe
kapanma, nihayet yaşam kalitesi düşüklüğü ve yaşamda başarısız olma
problemleri, uzun süreli çift taraflı işitme kayıplarında hastalığın
basit veya ileri otit formu olmasına bakmaksızın, söz konusu olabilir.
Kulak tüpü ameliyat sırası ve sonrası, şöyle
özetlenebilir: Operasyon, çocuklarda genel anestezi altında,
yetişkinlerde ise lokal veya genel anestezi altında uygulanır. Hastalar,
başka bir müdahale yapılmamışsa, aynı gün taburcu edilir. Havalandırma
tüplü hasta denize girerken ve özellikle suya dalarken, kulağını, hekim
tarafından belirlenen önlemlerle korumak zorundadır. Tüplü kulaklarda
nadiren de olsa akıntı gelişebilir; bu akıntılı vakalar kronik otitis
medya formu kuralları dahilinde tedavi edilir. Kulak tüpleri kullanılan
tüpün cinsine göre değişmek üzere aylarca yerinde kalır, takiben vücut
yabancı dokuyu reddeder, tüpler dışarı atılır, zar deliği ise
kendiliğinden iyileşir. İstisnai vakalarda tüplerin atılmasını takiben
zar deliği kalıcı hale gelebilir. Tüpleri takiben daha sık görülen
problem ise timpanoskleroz, yani orta kulakta iltihabi kireçlenme
oluşmasıdır. Bu iltihabi kireçlenmeler genelde yalnız miringoskleroz,
yani zar kireçlenmesi şeklinde gelişir. Kireçlenme kemik zinciri
tutmadığı sürece, önemli bir probleme yol açmaz. Tüp takılmasının çok
önemli kazanımları, bu düşük ihtimalli ve sınırlı problemlerin göze
alınmasını gerektirir. Dirençli efüzyonlu otit vakalarında havalandırma
tüpü takılması ve ihtiyaç halinde geniz eti alınması ameliyatları,
kazanç-risk-kayıp kavramları açısından bir bütün olarak
değerlendirildiğinde; işitme kaybına bağlı komplikasyonların gelişmesi
ve hastalığın tehlikeli ileri formlara ilerlemesi ihtimallerini çok
azaltan girişimlerdir.
Copyright/Main Edition 2012 - Comprehensive Revision 2015 - Limited Revision 2022 - Prof. Dr. TUNCAY ULUĞ
Bu internet sitesi, Prof. Dr. Tuncay Uluğ'un Otobiyografisi
ve KBB Hastalıkları/Baş Boyun Cerrahisi Branşının Anlatımını beraberce içeren birleşik bir sitesidir.
Bu internet sitesinin tüm hakları saklıdır.
Bu sitede yer alan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır;
hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılmaz, bu konuda herhangi bir
sorumluluk kabul edilmez.
Bu site T.C. ve uluslararası fikir hakları kanunları ile
korunmaktadır. Hastalıklarla ilgili bölümler tamamıyla Prof. Dr. Tuncay
Uluğ tarafından yazılmıştır ve yine Prof. Dr. Tuncay Uluğ tarafından bir
kitap olarak yayımlanabilir. Dolayısıyla hastalıkların tanımlandığı
bölümler başta olmak üzere bu internet sitesinden alıntı yapılamaz.