SESİN YANLIŞ KULLANIMI
SESİN YANLIŞ KULLANIMI / VOKAL MISUSE NEDİR – SES NEDEN YANLIŞ KULLANILIR
LARENGEAL MUSCLE MISUSE VE ÇEŞİTLERİ NELERDİR - SES TRAVMASI NEDİR
SPEECH TERAPİ / KONUŞMA TERAPİSİ NEDİR – DOĞRU KONUŞMA TEKNİĞİ NEDİR
KONUŞMA TERAPİSİ SIRASI VE SONRASI NASILDIR
Sesin yanlış kullanımı; hatalı konuşma
alışkanlıklarının yanısıra bilinçaltı korkular, kaygılar, içsel
çatışmalar, ya da olduğundan farklı algılanma arzuları nedeniyle
oluşabilen bir rahatsızlıktır.
SÖZLÜK
Vokal misuse: Sesin yanlış kullanımı
Larengeal muscle misuse: Gırtlak kasları yanlış kullanımı, vokal misuse
Vokal travma: Ses travması, ses tellerinin akut veya müzmin travması
Disfoni: Ses kısıklığı, daha geniş anlamıyla ses bozukluğu
Speech terapi: Konuşma terapisi, ses eğitimi, ses-konuşma egzersizleri ve önlemleri
Sesin Yanlış Kullanımı / Vokal Misuse Nedir – Ses Neden Yanlış Kullanılır
Sesin yanlış kullanımı kavramı, sesin uzun süreli, çoğu zaman aylarca veya yıllarca, hatalı kullanılması
sonucu oluşan ses bozukluklarının genel tanımıdır. Hekimler bu durumu
vokal misuse olarak adlandırırlar. Bu tip rahatsızlıklar fonksiyonel ses
kısıklıkları olarak da tanımlanırlar.
Ses kısıklığı, ses oluşumunu sağlayan ve vokal
kord olarak adlandırılan ses tellerinin herhangi bir nedenle görevlerini
iyi yapamaması sonucu sesin gücünün ve kalitesinin bozulmasıdır. Ses
bozukluğu kavramı ise; yalnız ses teli ilintili değil, gırtlak ve
gırtlak dışı tüm yapılarla ilintili her tür ses değişikliğini, ses
kısıklığını da kapsayacak şekilde, anlatan daha geniş bir tanımdır.
Disfoni sözcüğü dar anlamda ses kısıklığını, geniş anlamda ise ses
bozukluğunu ifade eder. Ses kısıklığı veya bozukluğu, akut ya da müzmin
olabilir. Müzmin ses kısıklığı-bozukluğu ise; sürekli olabilir ya da
değişken olabilir, yani gün içinde veya zaman içinde artıp azalabilir.
Ses kısıklığının sürekli olması, ses ilintili dokularda artık dönüşümsüz
ya da dönüşü zor bir patoloji geliştiğinin göstergesidir, mutlaka hekim
tarafından endoskopik olarak tetkiki, habis hastalıkların ekarte
edilmesini ve hastalığın kati tanısının konulmasını gerektirir. Ses
kısıklığının dönemsel veya değişken olması ise ön planda sesin yanlış
kulanımını düşündürür. Ancak ses kısıklığı seviyesinde oynamalar, habis
hastalıklarda ve polip gibi diğer organik ses teli lezyonlarında da
istisnai olarak oluşabilir; bu nedenle bu durumda da endoskopik ses teli
muayenesi zaruridir. Genel bir kural olarak 2 haftadan uzun süren her
tür ses kısıklığı-bozukluğu, mutlaka hekim tarafından gırtlağın ve ses
tellerinin muayenesini gerektirir.
Ses kısıklığının nedenleri, çok çeşitlidir. Ses
kısıklığı, sesin yanlış kullanımının yanısıra, hatalı boğaz
davranışları, reflü, sigara, enfeksiyonlar, gırtlağın tümoral ve
nontümoral organik lezyonları gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak
oluşur. Çoğu zaman da bu faktörlerin birden fazlasının, hatta bazen
hepsinin beraberce oluşturduğu bir sarmalın sonucudur. Gırtlak ve ses
tellerinin; çok çeşitli ve birbirine zıt fonksiyonları, bulundukları
kavşak konum sonucu komşulukları ve dış dünyanın etkilerine burun-ağız
yoluyla açık olmaları, bu kompleks etkileşmenin zeminini hazırlar. Sesin
yanlış kullanımını, ve yanlış kullanımla sıklıkla beraberce bulunan
hatalı boğaz davranışları ve reflü faktörlerini şu şekilde açabiliriz:
Sesin yanlış kullanımı; alışkanlıklara veya
psikolojik nedenlere bağlı olabilir. Yapılan yanlışlar; bağırma, uzun
süre yüksek sesle konuşma, hızlı konuşma, gırtlağı kasarak zorlamalı
konuşma, farklı tonda konuşma ve benzeridir. Sesin müzmin yanlış
kullanımı, larengeal muscle misuse denilen gırtlağın hatalı kasılma
sendromuna ve zaman içinde de, ikincil lezyon olarak adlandırılan, ses
teli nodülü ile ses teli polibi lezyonlarının gelişimine yol açar,
Reinke ödeminin gelişiminde ise etkenlerden biri olarak rol oynar.
Sesin, bağırma gibi akut yanlış kullanımı ise, akut ses travmaları ile
sonuçlanır.
Hatalı boğaz davranışları; alışkanlıklara,
psikolojik nedenlere veya eşlik eden reflü gibi lezyonlara bağlı
olabilir. Hatalı davranışlar; tekrarlayan gıcık öksürükleri, boğaz
temizleme, boğazı kasma, boğaza hatalı pozisyon verme ve benzeridir. Bu
davranışlar gırtlağı tahriş eder ve zaman içinde de ikincil lezyon
olarak ses teli granülasyonu oluşumuna yol açabilir. Hatalı boğaz
davranışları, kendi direk etki-belirti-bulgularını oluşturmanın
yanısıra, ayrıca, sesin yanlış kullanımını da tetikler.
Reflü, yani larengofarengeal reflü, yemek borusuna
bitişik konumu ve hassas yapısı nedeniyle, kulak burun boğaz alanında
en sık gırtlağı etkiler. Reflü gırtlakta kendine has bulguları olan bir
müzmin iltihaba yani reflü larenjitine yol açar ve zaman içinde de ses
teli granülasyonu ile Reinke ödemi oluşumuna katkıda bulunur.
Larengofarengeal reflü kendi direk etki-belirti-bulgularını oluşturmanın
yanısıra, ayrıca, sesin yanlış kullanımını ve hatalı boğaz
davranışlarını da tetikler.
Larengeal Muscle Misuse ve Çeşitleri Nelerdir - Ses Travması Nedir
Larengeal muscle misuse; sesin
yanlış kullanımının, yani vokal misuse kavramının, nedene yönelik olarak
tanımlanmasıdır, zira fonksiyonel ses bozuklukları, gırtlak ve gırtlak
çevresi kaslarının bilinçli-biliçsiz hatalı kasılma döngüsü sonucu
oluşur. Larengeal muscle misuse, Türkçe’de gırtlak kasları yanlış
kullanımı anlamına gelir. Larengeal misuse oluşumunda; yüksek sesle
konuşma, hızlı konuşma gibi halk arasında bilinen gırtlak kaslarının
koordinasyon yanlışlarının yanısıra, gırtlak kaslarının aşırı zorlamalı
kasılması, gırtlağın duruş seviyesinin değiştirilmesi, gribi takiben ses
çıkarmaktan kaçınılması gibi yine kaslarla ilintili ancak halk arasında
bilinmeyen yanlışlar rol oynar. Bu yanlışların altında yatan başlıca
nedenler ise; hatalı konuşma alışkanlıkları ve geniş bir yelpazeye
yayılan psikolojik rahatsızlıklardır. Ancak başka nedenler de rol oynar.
Larengeal misuse’da, yani gırtlak kasları yanlış kullanımında; ses
tellerinin aşırı kasılması, gırtlağın diğer kısımlarının aşırı
kasılması, ses tellerinin aralarının açık kalması, ya da bunların
kombinasyonları gibi farklı bulgular oluşur. Larengeal misuse, bu
bulgulara göre, bazen altta yatan nedeninin de göz önüne alınmasıyla,
alt guruplara ayrılır. Larengeal misuse ayrıca zaman içinde, ikincil
lezyon olarak adlandırılan ses teli nodülü, ses teli polibi ve başka
nontümoral organik lezyonlara yol açar.
Ses travması, yani fonotravma veya vokal travma;
vokal misuse ile iç içe ancak ayrı ele alınması gereken bir kavramdır.
Bu kavram ses tellerinin mekanik travmaya bağlı patolojilerini tanımlar.
Ses travması; akut veya müzmin şekilde gelişir. Dolayısıyla akut ses
travması ve müzmin ses travması söz konusudur.
Akut ses travması, yani akut fonotravma veya akut
vokal travma; bağırarak veya aşırı zorlanarak ses üretilmesi sonucu ses
tellerinin ani şekilde ağır yük altında kalmasıyla oluşan patolojiyi
tanımlar. Birbirine büyük bir güçle düzensiz, kontrolsüz olarak çarpan
ses tellerinde ödem, iltihap, kanama, serbest kenarlarında zedelenme
gibi lezyonlar oluşur. Hafta sonu maça gidip stadyumda bütün gücü ile
tezahürat yaparak takımının kazanmasına katkıda bulunmak isteyen
taraftarların, hafta başı kısık ses ile işbaşı yapmaları akut
fonotravmanın tipik örneğidir.
Müzmin ses travması, yani müzmin fonotravma veya
müzmin vokal travma; sesin yanlış kullanımı/larengeal muscle misuse
sürecinin her aşamasına eşlik eder ve bu tekrarlayan mekanik travmalar
uzun dönemde ikincil lezyon denilen ses teli nodülü, ses teli polibi ve
başka organik patolojilerin gelişimine yol açar.
Larengeal muscle misuse çeşitleri, yani gırtlak
kasları yanlış kullanımı formları, şu başlıklar altında toplanabilir:
İzometrik kasılma, glottik kasılma, supraglottik kasılma,
anteroposterior kasılma, konversiyon disfonisi, psikolojik kavisli kord
disfonisi, irrite gırtlak sendromu, falsetto disfonisi. Yaşlılıkta
oluşan erkek presbifonisini ve kadın presbifonisini, hatta kendine has
özellikleri olan çocukluk misuse’larını da bunlara ilave etmek gerekir.
Bu patolojiler tek başlarına bulunabilir veya birden fazlası birarada
oluşabilir. Yine bu primer patolojiler, zaman içinde müzmin ses
travmasına neden olarak ikincil patolojilerin-lezyonların oluşumuna yol
açabilir.
İzometrik kasılma/posterior glottik yarık, gırtlağın tamamının bir bütün olarak dengeli şekilde kasılması ve bu
sırada kordların arka bölümlerinde açıklık kalması ile karakterizedir.
Şarkıcılar, oyuncular, öğretmenler gibi sesini eğitimsiz olarak fazla
kullanan insanların gırtlak kaslarını aşırı kasmaları sonucu, yani
teknik davranış hatası ile oluşur. Beraberinde diğer kas kasılma
bozuklukları görülebilir. Ayrıca zaman içinde nodül, polip ya da Reinke
ödemi gelişimine yol açabilir.
Glottik kasılma, ses tellerinin aşırı kasılması ve
birbirlerine arada hiç boşluk bırakmayacak şekilde çarpmaları ile
karakterizedir. Genellikle, izometrik kasılmada olduğu gibi, konudaki
eğitimsizlik nedeniyle sesin hatalı zorlu kullanımı sonucu, yani teknik
davranış hatası ile oluşur. Bunların da beraberinde diğer kas kasılma
bozuklukları ve vokal nodül-polip-Reinke ödemi gelişimi görülebilir.
Supraglottik kasılma, bantların, yani yalancı ses
tellerinin aşırı kasılması ve birbirine yaklaşmaları ile karakterizedir.
Genellikle, izometrik ve glottik kasılmanın aksine teknik davranış
hatası ile değil, içsel çatışma-depresyon gibi psikolojik faktörlerle
oluşur.
Anteroposterior/ön-arka kasılma, gırtlağın ön-arka
doğrultuda aşırı kasılması ve gırtlak girişinin daralması ile
karakterizedir. Genellikle, sesiyle otorite yaratmak veya tok sesle
şarkı söylemek isteyenlerin, seslerini doğal olmayan şekilde abartılı ve
zorlamalı kullanmaları sonucu, yani teknik davranış hatası ile oluşur.
Konversiyon disfonisi/inkomple kapanma, fonasyon
yani ses çıkarma sırasında ses tellerinin aralarında açıklık
kalması-kapanamaması ile karakterizedir. Oysa bu vakalarda, öksürük ve
diğer istemsiz fonksiyonlar sırasında ses telleri tamamen kapanır. Oluş
nedeni, adından da anlaşıldığı üzere konversiyondur, yani psikolojiktir.
Psikolojik kavisli kord disfonisi, ses tellerinin
aralarında, karşılıklı yay şeklinde boşluk kalması ile karakterizedir.
Genellikle, gripal bir enfeksiyonu takiben psikolojik faktörlerle
oluşur. Ancak postgripal süreç böyle bir zaafiyet disfonisine yol
açabileceği gibi, bunun tam aksi patolojilere, glottik kasılma
disfonisine, hatta irrite gırtlak sendromuna, yol açabilir.
İrrite gırtlak sendromu/hiperkinetik larenks, duysal bir uyarana anormal reaksiyonla oluşan gırtlak spazmı ile
karakterizedir. Spazmlar sırasında; astımın aksine nefes verirken değil
nefes alırken oluşan tıkanma, boğazda güçlü bir yabancı cisim hissi ve
öksürük nöbetleri gelişir. Sıklıkla beraberinde migren, irritabl kolon
gibi rahatsızlıklar görülür. İrrite gırtlak sendromu, gribi takiben veya
anksiyete-depresyon gibi psikolojik faktörlerle meydana gelir.
Falsetto disfonisi, gırtlağın yukarı, hyoid kemik
ve dil köküne doğru yükselmesi ile karakterizedir. Hastalar ince bir ses
üretirler, ancak öksürük sırasında normal kalitede ses çıkarırlar.
Ayrıca gırtlağa dışarıdan aşağı yönde bastırılması, sesi normalleştirir.
Falsetto sesi denilen bu ince ses, istisnaları dışında, ergenlik
çağındaki erkek hastaların seslerinin kalınlaşmasından utanmaları sonucu
psikolojik nedenlerle oluşur.
Yaşlılık erkek disfonisi/erkek presbifonisi, kavisli bir kord zaafiyetidir. Tablo, ses tellerinin aralarında
karşılıklı, yay şeklinde boşluk kalması ile karakterizedir. Yaşlı
erkeklerde görülen bu disfonide ses incelir, kadın sesine yaklaşır.
Erkek presbifonisi, patolojik değil fizyolojik bir rahatsızlıktır.
Erkeklerde yaşla beraber larengeal kasların zayıflaması ve ses
tellerinin elastisitesinin azalması sonucu oluşur. Ancak hastanın ince
sesi kalınlaştırmak için kullandığı bilinçli-bilinçsiz yöntemler, sesin
hatalı kullanımı paternlerine yol açabilir.
Yaşlılık kadın disfonisi/kadın presbifonisi, ses
tellerinin ödemlenip kalınlaşması ile karakterizedir. Yaşlı kadınlarda
görülen bu rahatsızlıkta ses kalınlaşır, erkek sesine yaklaşır. Kadın
presbifonisi, patolojik değil fizyolojik bir rahatsızlıktır. Bu disfoni,
yaşla beraber kadınlarda oluşan hormonal değişiklikler sonucu gelişir.
Hastanın kalın sesi inceltmek için kullandığı bilinçli-bilinçsiz
yöntemler ise, sesin hatalı kullanımı paternlerine yol açar.
Çocukluk çağındaki vokal misuse, yetişkinlerdekinden farklı olarak, karmaşık mekanizmalarla yani
bilinçli-bilinçsiz davranış alışkanlıkları ve psikolojik problemler
sonucu değil, basit mekanizmalarla yani kontrolsüz şekilde bağırma ve
ağlamalarla oluşur. Sesin bu yanlış kullanımı zaman içinde çocukluk çağı
ses teli nodülleri ile sonuçlanır. Bu problemlerin tanı ve tedavileri
yetişkinlerdekine benzerdir, ancak cerrahi müdahaleden kaçınılmaya
çalışılır. Çocukluk çağı reflülerinin de, çocukluk çağı ses kısıklığının
sık karşılaşılan nedenlerinden biri olduğu akıldan çıkarılmamalıdır.
Daha az görülen bir diğer neden ise, çocukluk çağı papillomlarıdır.
Speech Terapi / Konuşma Terapisi Nedir – Doğru Konuşma Tekniği Nedir
Sesin yanlış kullanımı/vokal misuse tedavisi; bir yandan patolojiyi oluşturan-tetikleyen etkenlerin tesbiti, bunların
engellenmesi ve tedavisi, diğer yandansa doğru konuşma tekniklerinin
öğrenilmesi ve uygulanması üzerine kuruludur. Vokal misuse vakalarında,
kişinin kendi uyguladığı doğru ses çıkarma teknikleri ve diğer önlemler
sonuç vermediğinde veya hastalık ileri bir durumda olduğunda, hasta
konuşma terapisi eğitimine alınır. Ayrıca sarmalde rol alan diğer
etkenler tesbit edilip, bunlara yönelik önlemler ve tedaviler uygulanır.
İkincil lezyonların varlığında ise, mikrocerrahi, konuşma terapisi veya
bunların kombinasyonları söz konusu olur.
Konuşma terapisi-ses eğitimi, hekimlerin
adlandırmasıyla speech terapi kavramı, tedavi edici ve önleyici ses
egzersizlerini tanımlar. Konuşma eğitimi, speech terapist denilen
konuşma uzmanları veya benzer eğitim almış uzmanlar tarafından yapılır.
Konuşma eğitimi, sesin yanlış kullanımına bağlı rahatsızlıkların, yani
vokal misuse/larengeal muscle misuse formlarının asli tedavi yöntemidir.
Bunların sonucunda oluşan ikincil lezyonlarda da asli veya destek
tedavisi olarak kullanılır. Konuşma eğitiminin temeli, sesini yanlış
kullanan hastaya, zamana yayılmış seanslar halinde, patolojiyi tedavi
edici egzersizler yaptırmak ve beraberinde doğru ses kullanımını
öğretmektir. Yine sese zarar veren hatalı boğaz davranışlarından
hastaların uzak durmalarının öğretilmesi de bu tedavinin parçasıdır.
Speech terapiye ilave olarak bazı vakalarda sigara kesilmesi, bazı
vakalarda reflü tedavisi, bazı vakalarda psikoterapi, bazı vakalarda ise
mikrocerrahi uygulanır. Reflünün vokal misuseda döngüyü tetikleyici
faktör olabileceği ve reflü tedavi edilmeden konuşma terapisi-davranış
değişiklikleri terapisi ve psikoterapi üçlüsünün sonuç vermeyeceği
hatırdan çıkarılmamalıdır. Konuşma terapisi, sesin yanlış kullanımı ve
bununla ilintili lezyonların tedavisi dışında; kekemelik tedavisinde,
artikulasyon bozukluklarında, gırtlak kanseri ameliyatlarını takiben
yutma-ses fonksiyonlarının kazanılmasında ve daha pekçok farklı durumda
önemli bir görev üstlenir.
Doğru konuşma tekniği, her insanın konuşurken
amacı olmalıdır. Sesin doğru kullanımı teknikleri biraz çabayla
uygulanabilir. Bunun için alınabilecek örnek, güçlü televizyon
kanallarının profesyonel ana haber spikerlerinin haber okuma
teknikleridir. Ancak ‘anchorman’ların rahat haber sunum ve yorum
teknikleri, doğru örnek değildir. Burda dikkat edilecek ana unsurlar
şunlardır:
Konuşma sırasında dik oturulmalıdır.
Derin bir nefes alınarak konuşmaya başlanılmalıdır.
Ses doğal şekilde zorlanılmadan çıkarılmalıdır.
Bağırmadan güçlü bir ses tonu ile konuşulmalıdır.
Fısıltı ile konuşulmamalıdır.
Hızlı şekilde konuşulmamalıdır.
Uzun cümlelerden kaçınılmalıdır.
Arka planda televizyon-radyo sesi ve gürültü olmamalıdır.
Zorlanmaya başlanıldığı zaman gecikmeksizin tekrar nefes alınmalıdır.
Konuşmaya zaman zaman ara verilmeli, ses dinlendirilmelidir.
Öksürükten ve boğaz temizlemekten kaçınılmalıdır.
Akut ses travmasının tedavisi, hastayı ses
istirahatine almaktır. Hasta konuşma ihtiyacının zaruri olduğu istisnai
durumlarda, ses teline ilave travma yaratacak bağırma ve fısıltıdan
mutlaka kaçınmalı ve normal bir ses tonu ile konuşmalıdır. Çoğu zaman
ses istirahati birkaç gün içinde tedaviyi tek başına sağlar. Ses
tellerindeki lezyonun daha ciddi olması veya sesin profesyonel olarak
kullanılması nedeniyle daha enerjik tedaviye ihtiyaç duyulması halinde,
hekim kontrolünde olmak kaydıyla, antiinflamatuar
ilaçlar-kortizol-destek tedavileri uygulanır. Ses teli travması, genelde
tedaviye süratle ve araz bırakmadan yanıt verir. İlerki zamanlarda
hastalığın tekrarlamaması, kişinin aynı hataları yapmamasına bağlıdır.
Konuşma Terapisi Sırası ve Sonrası Nasıldır
Konuşma terapisi sırası ve sonrası, hastaların özenli çabalarını gerektirir. Konuşma eğitimi, vakaların
önemli bir bölümünde, birkaç aylık makul sürede netice verir. Tedaviye
uyumsuz veya tedaviye dirençli az sayıda vakada ise bu eğitimlerin uzun
süre devamı gerekebilir. Tüm hastaların ses terapisini takiben seslerini
düzgün kullanmaya devam etmeleri, kalıcı iyileşme açısından çok
önemlidir. Hastalık tekrarlarının önlenmesi için sesin yanlış kullanımı
dışındaki ilave faktörlerin de belirlenmesi ve gerekli önlemlerin
alınması gerekir. Bu bağlamda ihtiyaç olan vakalarda konuşma terapisinin
yanısıra; sigara kesilmesi ve sigara-kirli hava ortamından kaçınılması,
reflü tedavisi ve reflü önlenmesi, hatalı boğaz davranışlarının
engellenmesi, psikolojik destek sağlanması ve benzeri konular önemlidir.
Ses teli nodülü, polibi veya Reinke ödemi aşamasına gelmiş vakalarda mikrocerrahi tekniklerle müdahale
gerekebilir. Ancak bu vakaların da cerrahi girişimi takiben, ilerki
yıllarda problemlerinin tekrarlamaması için, seslerini düzgün kullanmayı
öğrenmeleri gereklidir. Yine ihtiyaç olan vakalarda sigara kasilmesi,
reflü tedavisi, hatalı boğaz davranışlarını önlenmesi, hatta psikolojik
destek uygulanması gerekebilir. Her bir lezyonun primer nedeniyle ve
oluşan sarmalle ilintili önlemlerin uygulanması, sayılan ses teli
hastalıklarında tekrarların önlenmesi açısından önemlidir.
Copyright/Main Edition 2012 - Comprehensive Revision 2015 - Limited Revision 2022 - Prof. Dr. TUNCAY ULUĞ
Bu internet sitesi, Prof. Dr. Tuncay Uluğ'un Otobiyografisi
ve KBB Hastalıkları/Baş Boyun Cerrahisi Branşının Anlatımını beraberce içeren birleşik bir sitesidir.
Bu internet sitesinin tüm hakları saklıdır.
Bu sitede yer alan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır;
hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılmaz, bu konuda herhangi bir
sorumluluk kabul edilmez.
Bu site T.C. ve uluslararası fikir hakları kanunları ile
korunmaktadır. Hastalıklarla ilgili bölümler tamamıyla Prof. Dr. Tuncay
Uluğ tarafından yazılmıştır ve yine Prof. Dr. Tuncay Uluğ tarafından bir
kitap olarak yayımlanabilir. Dolayısıyla hastalıkların tanımlandığı
bölümler başta olmak üzere bu internet sitesinden alıntı yapılamaz.