SESİN YANLIŞ KULLANIMI
 
 
 SESİN YANLIŞ KULLANIMI / VOKAL MISUSE NEDİR – SES NEDEN YANLIŞ KULLANILIR
LARENGEAL MUSCLE MISUSE VE ÇEŞİTLERİ NELERDİR - SES TRAVMASI NEDİR
SPEECH TERAPİ / KONUŞMA TERAPİSİ NEDİR – DOĞRU KONUŞMA TEKNİĞİ NEDİR
KONUŞMA TERAPİSİ SIRASI VE SONRASI NASILDIR 
 
  
  
 Sesin yanlış kullanımı; hatalı konuşma 
alışkanlıklarının yanısıra bilinçaltı korkular, kaygılar, içsel 
çatışmalar, ya da olduğundan farklı algılanma arzuları nedeniyle 
oluşabilen bir rahatsızlıktır. 
 
 SÖZLÜK
Vokal misuse: Sesin yanlış kullanımı
Larengeal muscle misuse: Gırtlak kasları yanlış kullanımı, vokal misuse
Vokal travma: Ses travması, ses tellerinin akut veya müzmin travması
Disfoni: Ses kısıklığı, daha geniş anlamıyla ses bozukluğu
Speech terapi: Konuşma terapisi, ses eğitimi, ses-konuşma egzersizleri ve önlemleri 
 
 Sesin Yanlış Kullanımı / Vokal Misuse Nedir – Ses Neden Yanlış Kullanılır  
 
   Sesin yanlış kullanımı kavramı, sesin uzun süreli, çoğu zaman aylarca veya yıllarca, hatalı kullanılması
 sonucu oluşan ses bozukluklarının genel tanımıdır. Hekimler bu durumu 
vokal misuse olarak adlandırırlar. Bu tip rahatsızlıklar fonksiyonel ses
 kısıklıkları olarak da tanımlanırlar.
 Ses kısıklığı, ses oluşumunu sağlayan ve vokal 
kord olarak adlandırılan ses tellerinin herhangi bir nedenle görevlerini
 iyi yapamaması sonucu sesin gücünün ve kalitesinin bozulmasıdır. Ses 
bozukluğu kavramı ise; yalnız ses teli ilintili değil, gırtlak ve 
gırtlak dışı tüm yapılarla ilintili her tür ses değişikliğini, ses 
kısıklığını da kapsayacak şekilde, anlatan daha geniş bir tanımdır. 
Disfoni sözcüğü dar anlamda ses kısıklığını, geniş anlamda ise ses 
bozukluğunu ifade eder. Ses kısıklığı veya bozukluğu, akut ya da müzmin 
olabilir. Müzmin ses kısıklığı-bozukluğu ise; sürekli olabilir ya da 
değişken olabilir, yani gün içinde veya zaman içinde artıp azalabilir. 
Ses kısıklığının sürekli olması, ses ilintili dokularda artık dönüşümsüz
 ya da dönüşü zor bir patoloji geliştiğinin göstergesidir, mutlaka hekim
 tarafından endoskopik olarak tetkiki, habis hastalıkların ekarte 
edilmesini ve hastalığın kati tanısının konulmasını gerektirir. Ses 
kısıklığının dönemsel veya değişken olması ise ön planda sesin yanlış 
kulanımını düşündürür. Ancak ses kısıklığı seviyesinde oynamalar, habis 
hastalıklarda ve polip gibi diğer organik ses teli lezyonlarında da 
istisnai olarak oluşabilir; bu nedenle bu durumda da endoskopik ses teli
 muayenesi zaruridir. Genel bir kural olarak 2 haftadan uzun süren her 
tür ses kısıklığı-bozukluğu, mutlaka hekim tarafından gırtlağın ve ses 
tellerinin muayenesini gerektirir.
 Ses kısıklığının nedenleri, çok çeşitlidir. Ses 
kısıklığı, sesin yanlış kullanımının yanısıra, hatalı boğaz 
davranışları, reflü, sigara, enfeksiyonlar, gırtlağın tümoral ve 
nontümoral organik lezyonları gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak 
oluşur. Çoğu zaman da bu faktörlerin birden fazlasının, hatta bazen 
hepsinin beraberce oluşturduğu bir sarmalın sonucudur. Gırtlak ve ses 
tellerinin; çok çeşitli ve birbirine zıt fonksiyonları, bulundukları 
kavşak konum sonucu komşulukları ve dış dünyanın etkilerine burun-ağız 
yoluyla açık olmaları, bu kompleks etkileşmenin zeminini hazırlar. Sesin
 yanlış kullanımını, ve yanlış kullanımla sıklıkla beraberce bulunan 
hatalı boğaz davranışları ve reflü faktörlerini şu şekilde açabiliriz:
 Sesin yanlış kullanımı; alışkanlıklara veya 
psikolojik nedenlere bağlı olabilir. Yapılan yanlışlar; bağırma, uzun 
süre yüksek sesle konuşma, hızlı konuşma, gırtlağı kasarak zorlamalı 
konuşma, farklı tonda konuşma ve benzeridir. Sesin müzmin yanlış 
kullanımı, larengeal muscle misuse denilen gırtlağın hatalı kasılma 
sendromuna ve zaman içinde de, ikincil lezyon olarak adlandırılan, ses 
teli nodülü ile ses teli polibi lezyonlarının gelişimine yol açar, 
Reinke ödeminin gelişiminde ise etkenlerden biri olarak rol oynar. 
Sesin, bağırma gibi akut yanlış kullanımı ise, akut ses travmaları ile 
sonuçlanır.
 Hatalı boğaz davranışları; alışkanlıklara, 
psikolojik nedenlere veya eşlik eden reflü gibi lezyonlara bağlı 
olabilir. Hatalı davranışlar; tekrarlayan gıcık öksürükleri, boğaz 
temizleme, boğazı kasma, boğaza hatalı pozisyon verme ve benzeridir. Bu 
davranışlar gırtlağı tahriş eder ve zaman içinde de ikincil lezyon 
olarak ses teli granülasyonu oluşumuna yol açabilir. Hatalı boğaz 
davranışları, kendi direk etki-belirti-bulgularını oluşturmanın 
yanısıra, ayrıca, sesin yanlış kullanımını da tetikler.
 Reflü, yani larengofarengeal reflü, yemek borusuna
 bitişik konumu ve hassas yapısı nedeniyle, kulak burun boğaz alanında 
en sık gırtlağı etkiler. Reflü gırtlakta kendine has bulguları olan bir 
müzmin iltihaba yani reflü larenjitine yol açar ve zaman içinde de ses 
teli granülasyonu ile Reinke ödemi oluşumuna katkıda bulunur. 
Larengofarengeal reflü kendi direk etki-belirti-bulgularını oluşturmanın
 yanısıra, ayrıca, sesin yanlış kullanımını ve hatalı boğaz 
davranışlarını da tetikler. 
 
 Larengeal Muscle Misuse ve Çeşitleri Nelerdir - Ses Travması Nedir  
 
 Larengeal muscle misuse; sesin 
yanlış kullanımının, yani vokal misuse kavramının, nedene yönelik olarak
 tanımlanmasıdır, zira fonksiyonel ses bozuklukları, gırtlak ve gırtlak 
çevresi kaslarının bilinçli-biliçsiz hatalı kasılma döngüsü sonucu 
oluşur. Larengeal muscle misuse, Türkçe’de gırtlak kasları yanlış 
kullanımı anlamına gelir. Larengeal misuse oluşumunda; yüksek sesle 
konuşma, hızlı konuşma gibi halk arasında bilinen gırtlak kaslarının 
koordinasyon yanlışlarının yanısıra, gırtlak kaslarının aşırı zorlamalı 
kasılması, gırtlağın duruş seviyesinin değiştirilmesi, gribi takiben ses
 çıkarmaktan kaçınılması gibi yine kaslarla ilintili ancak halk arasında
 bilinmeyen yanlışlar rol oynar. Bu yanlışların altında yatan başlıca 
nedenler ise; hatalı konuşma alışkanlıkları ve geniş bir yelpazeye 
yayılan psikolojik rahatsızlıklardır. Ancak başka nedenler de rol oynar.
 Larengeal misuse’da, yani gırtlak kasları yanlış kullanımında; ses 
tellerinin aşırı kasılması, gırtlağın diğer kısımlarının aşırı 
kasılması, ses tellerinin aralarının açık kalması, ya da bunların 
kombinasyonları gibi farklı bulgular oluşur. Larengeal misuse, bu 
bulgulara göre, bazen altta yatan nedeninin de göz önüne alınmasıyla, 
alt guruplara ayrılır. Larengeal misuse ayrıca zaman içinde, ikincil 
lezyon olarak adlandırılan ses teli nodülü, ses teli polibi ve başka 
nontümoral organik lezyonlara yol açar.
 Ses travması, yani fonotravma veya vokal travma; 
vokal misuse ile iç içe ancak ayrı ele alınması gereken bir kavramdır. 
Bu kavram ses tellerinin mekanik travmaya bağlı patolojilerini tanımlar.
 Ses travması; akut veya müzmin şekilde gelişir. Dolayısıyla akut ses 
travması ve müzmin ses travması söz konusudur.
 Akut ses travması, yani akut fonotravma veya akut 
vokal travma; bağırarak veya aşırı zorlanarak ses üretilmesi sonucu ses 
tellerinin ani şekilde ağır yük altında kalmasıyla oluşan patolojiyi 
tanımlar. Birbirine büyük bir güçle düzensiz, kontrolsüz olarak çarpan 
ses tellerinde ödem, iltihap, kanama, serbest kenarlarında zedelenme 
gibi lezyonlar oluşur. Hafta sonu maça gidip stadyumda bütün gücü ile 
tezahürat yaparak takımının kazanmasına katkıda bulunmak isteyen 
taraftarların, hafta başı kısık ses ile işbaşı yapmaları akut 
fonotravmanın tipik örneğidir.
 Müzmin ses travması, yani müzmin fonotravma veya 
müzmin vokal travma; sesin yanlış kullanımı/larengeal muscle misuse 
sürecinin her aşamasına eşlik eder ve bu tekrarlayan mekanik travmalar 
uzun dönemde ikincil lezyon denilen ses teli nodülü, ses teli polibi ve 
başka organik patolojilerin gelişimine yol açar.
 Larengeal muscle misuse çeşitleri, yani gırtlak 
kasları yanlış kullanımı formları, şu başlıklar altında toplanabilir: 
İzometrik kasılma, glottik kasılma, supraglottik kasılma, 
anteroposterior kasılma, konversiyon disfonisi, psikolojik kavisli kord 
disfonisi, irrite gırtlak sendromu, falsetto disfonisi. Yaşlılıkta 
oluşan erkek presbifonisini ve kadın presbifonisini, hatta kendine has 
özellikleri olan çocukluk misuse’larını da bunlara ilave etmek gerekir. 
Bu patolojiler tek başlarına bulunabilir veya birden fazlası birarada 
oluşabilir. Yine bu primer patolojiler, zaman içinde müzmin ses 
travmasına neden olarak ikincil patolojilerin-lezyonların oluşumuna yol 
açabilir.
 İzometrik kasılma/posterior glottik yarık, gırtlağın tamamının bir bütün olarak dengeli şekilde kasılması ve bu 
sırada kordların arka bölümlerinde açıklık kalması ile karakterizedir. 
Şarkıcılar, oyuncular, öğretmenler gibi sesini eğitimsiz olarak fazla 
kullanan insanların gırtlak kaslarını aşırı kasmaları sonucu, yani 
teknik davranış hatası ile oluşur. Beraberinde diğer kas kasılma 
bozuklukları görülebilir. Ayrıca zaman içinde nodül, polip ya da Reinke 
ödemi gelişimine yol açabilir.
 Glottik kasılma, ses tellerinin aşırı kasılması ve
 birbirlerine arada hiç boşluk bırakmayacak şekilde çarpmaları ile 
karakterizedir. Genellikle, izometrik kasılmada olduğu gibi, konudaki 
eğitimsizlik nedeniyle sesin hatalı zorlu kullanımı sonucu, yani teknik 
davranış hatası ile oluşur. Bunların da beraberinde diğer kas kasılma 
bozuklukları ve vokal nodül-polip-Reinke ödemi gelişimi görülebilir.
 Supraglottik kasılma, bantların, yani yalancı ses 
tellerinin aşırı kasılması ve birbirine yaklaşmaları ile karakterizedir.
 Genellikle, izometrik ve glottik kasılmanın aksine teknik davranış 
hatası ile değil, içsel çatışma-depresyon gibi psikolojik faktörlerle 
oluşur.
 Anteroposterior/ön-arka kasılma, gırtlağın ön-arka
 doğrultuda aşırı kasılması ve gırtlak girişinin daralması ile 
karakterizedir. Genellikle, sesiyle otorite yaratmak veya tok sesle 
şarkı söylemek isteyenlerin, seslerini doğal olmayan şekilde abartılı ve
 zorlamalı kullanmaları sonucu, yani teknik davranış hatası ile oluşur.
 Konversiyon disfonisi/inkomple kapanma, fonasyon 
yani ses çıkarma sırasında ses tellerinin aralarında açıklık 
kalması-kapanamaması ile karakterizedir. Oysa bu vakalarda, öksürük ve 
diğer istemsiz fonksiyonlar sırasında ses telleri tamamen kapanır. Oluş 
nedeni, adından da anlaşıldığı üzere konversiyondur, yani psikolojiktir.
 Psikolojik kavisli kord disfonisi, ses tellerinin 
aralarında, karşılıklı yay şeklinde boşluk kalması ile karakterizedir. 
Genellikle, gripal bir enfeksiyonu takiben psikolojik faktörlerle 
oluşur. Ancak postgripal süreç böyle bir zaafiyet disfonisine yol 
açabileceği gibi, bunun tam aksi patolojilere, glottik kasılma 
disfonisine, hatta irrite gırtlak sendromuna, yol açabilir.
 İrrite gırtlak sendromu/hiperkinetik larenks, duysal bir uyarana anormal reaksiyonla oluşan gırtlak spazmı ile 
karakterizedir. Spazmlar sırasında; astımın aksine nefes verirken değil 
nefes alırken oluşan tıkanma, boğazda güçlü bir yabancı cisim hissi ve 
öksürük nöbetleri gelişir. Sıklıkla beraberinde migren, irritabl kolon 
gibi rahatsızlıklar görülür. İrrite gırtlak sendromu, gribi takiben veya
 anksiyete-depresyon gibi psikolojik faktörlerle meydana gelir.
 Falsetto disfonisi, gırtlağın yukarı, hyoid kemik 
ve dil köküne doğru yükselmesi ile karakterizedir. Hastalar ince bir ses
 üretirler, ancak öksürük sırasında normal kalitede ses çıkarırlar. 
Ayrıca gırtlağa dışarıdan aşağı yönde bastırılması, sesi normalleştirir.
 Falsetto sesi denilen bu ince ses, istisnaları dışında, ergenlik 
çağındaki erkek hastaların seslerinin kalınlaşmasından utanmaları sonucu
 psikolojik nedenlerle oluşur.
 Yaşlılık erkek disfonisi/erkek presbifonisi, kavisli bir kord zaafiyetidir. Tablo, ses tellerinin aralarında 
karşılıklı, yay şeklinde boşluk kalması ile karakterizedir. Yaşlı 
erkeklerde görülen bu disfonide ses incelir, kadın sesine yaklaşır. 
Erkek presbifonisi, patolojik değil fizyolojik bir rahatsızlıktır. 
Erkeklerde yaşla beraber larengeal kasların zayıflaması ve ses 
tellerinin elastisitesinin azalması sonucu oluşur. Ancak hastanın ince 
sesi kalınlaştırmak için kullandığı bilinçli-bilinçsiz yöntemler, sesin 
hatalı kullanımı paternlerine yol açabilir.
 Yaşlılık kadın disfonisi/kadın presbifonisi, ses 
tellerinin ödemlenip kalınlaşması ile karakterizedir. Yaşlı kadınlarda 
görülen bu rahatsızlıkta ses kalınlaşır, erkek sesine yaklaşır. Kadın 
presbifonisi, patolojik değil fizyolojik bir rahatsızlıktır. Bu disfoni,
 yaşla beraber kadınlarda oluşan hormonal değişiklikler sonucu gelişir. 
Hastanın kalın sesi inceltmek için kullandığı bilinçli-bilinçsiz 
yöntemler ise, sesin hatalı kullanımı paternlerine yol açar.
 Çocukluk çağındaki vokal misuse, yetişkinlerdekinden farklı olarak, karmaşık mekanizmalarla yani 
bilinçli-bilinçsiz davranış alışkanlıkları ve psikolojik problemler 
sonucu değil, basit mekanizmalarla yani kontrolsüz şekilde bağırma ve 
ağlamalarla oluşur. Sesin bu yanlış kullanımı zaman içinde çocukluk çağı
 ses teli nodülleri ile sonuçlanır. Bu problemlerin tanı ve tedavileri 
yetişkinlerdekine benzerdir, ancak cerrahi müdahaleden kaçınılmaya 
çalışılır. Çocukluk çağı reflülerinin de, çocukluk çağı ses kısıklığının
 sık karşılaşılan nedenlerinden biri olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. 
Daha az görülen bir diğer neden ise, çocukluk çağı papillomlarıdır. 
 
 Speech Terapi / Konuşma Terapisi Nedir – Doğru Konuşma Tekniği Nedir  
 
 Sesin yanlış kullanımı/vokal misuse tedavisi; bir yandan patolojiyi oluşturan-tetikleyen etkenlerin tesbiti, bunların
 engellenmesi ve tedavisi, diğer yandansa doğru konuşma tekniklerinin 
öğrenilmesi ve uygulanması üzerine kuruludur. Vokal misuse vakalarında, 
kişinin kendi uyguladığı doğru ses çıkarma teknikleri ve diğer önlemler 
sonuç vermediğinde veya hastalık ileri bir durumda olduğunda, hasta 
konuşma terapisi eğitimine alınır. Ayrıca sarmalde rol alan diğer 
etkenler tesbit edilip, bunlara yönelik önlemler ve tedaviler uygulanır.
 İkincil lezyonların varlığında ise, mikrocerrahi, konuşma terapisi veya
 bunların kombinasyonları söz konusu olur.
 Konuşma terapisi-ses eğitimi, hekimlerin 
adlandırmasıyla speech terapi kavramı, tedavi edici ve önleyici ses 
egzersizlerini tanımlar. Konuşma eğitimi, speech terapist denilen 
konuşma uzmanları veya benzer eğitim almış uzmanlar tarafından yapılır. 
Konuşma eğitimi, sesin yanlış kullanımına bağlı rahatsızlıkların, yani 
vokal misuse/larengeal muscle misuse formlarının asli tedavi yöntemidir.
 Bunların sonucunda oluşan ikincil lezyonlarda da asli veya destek 
tedavisi olarak kullanılır. Konuşma eğitiminin temeli, sesini yanlış 
kullanan hastaya, zamana yayılmış seanslar halinde, patolojiyi tedavi 
edici egzersizler yaptırmak ve beraberinde doğru ses kullanımını 
öğretmektir. Yine sese zarar veren hatalı boğaz davranışlarından 
hastaların uzak durmalarının öğretilmesi de bu tedavinin parçasıdır. 
Speech terapiye ilave olarak bazı vakalarda sigara kesilmesi, bazı 
vakalarda reflü tedavisi, bazı vakalarda psikoterapi, bazı vakalarda ise
 mikrocerrahi uygulanır. Reflünün vokal misuseda döngüyü tetikleyici 
faktör olabileceği ve reflü tedavi edilmeden konuşma terapisi-davranış 
değişiklikleri terapisi ve psikoterapi üçlüsünün sonuç vermeyeceği 
hatırdan çıkarılmamalıdır. Konuşma terapisi, sesin yanlış kullanımı ve 
bununla ilintili lezyonların tedavisi dışında; kekemelik tedavisinde, 
artikulasyon bozukluklarında, gırtlak kanseri ameliyatlarını takiben 
yutma-ses fonksiyonlarının kazanılmasında ve daha pekçok farklı durumda 
önemli bir görev üstlenir.
 Doğru konuşma tekniği, her insanın konuşurken 
amacı olmalıdır. Sesin doğru kullanımı teknikleri biraz çabayla 
uygulanabilir. Bunun için alınabilecek örnek, güçlü televizyon 
kanallarının profesyonel ana haber spikerlerinin haber okuma 
teknikleridir. Ancak ‘anchorman’ların rahat haber sunum ve yorum 
teknikleri, doğru örnek değildir. Burda dikkat edilecek ana unsurlar 
şunlardır:
Konuşma sırasında dik oturulmalıdır.
Derin bir nefes alınarak konuşmaya başlanılmalıdır.
Ses doğal şekilde zorlanılmadan çıkarılmalıdır.
Bağırmadan güçlü bir ses tonu ile konuşulmalıdır.
Fısıltı ile konuşulmamalıdır.
Hızlı şekilde konuşulmamalıdır.
Uzun cümlelerden kaçınılmalıdır.
Arka planda televizyon-radyo sesi ve gürültü olmamalıdır.
Zorlanmaya başlanıldığı zaman gecikmeksizin tekrar nefes alınmalıdır.
Konuşmaya zaman zaman ara verilmeli, ses dinlendirilmelidir.
Öksürükten ve boğaz temizlemekten kaçınılmalıdır.
 Akut ses travmasının tedavisi, hastayı ses 
istirahatine almaktır. Hasta konuşma ihtiyacının zaruri olduğu istisnai 
durumlarda, ses teline ilave travma yaratacak bağırma ve fısıltıdan 
mutlaka kaçınmalı ve normal bir ses tonu ile konuşmalıdır. Çoğu zaman 
ses istirahati birkaç gün içinde tedaviyi tek başına sağlar. Ses 
tellerindeki lezyonun daha ciddi olması veya sesin profesyonel olarak 
kullanılması nedeniyle daha enerjik tedaviye ihtiyaç duyulması halinde, 
hekim kontrolünde olmak kaydıyla, antiinflamatuar 
ilaçlar-kortizol-destek tedavileri uygulanır. Ses teli travması, genelde
 tedaviye süratle ve araz bırakmadan yanıt verir. İlerki zamanlarda 
hastalığın tekrarlamaması, kişinin aynı hataları yapmamasına bağlıdır. 
 
 Konuşma Terapisi Sırası ve Sonrası Nasıldır  
 
 Konuşma terapisi sırası ve sonrası, hastaların özenli çabalarını gerektirir. Konuşma eğitimi, vakaların 
önemli bir bölümünde, birkaç aylık makul sürede netice verir. Tedaviye 
uyumsuz veya tedaviye dirençli az sayıda vakada ise bu eğitimlerin uzun 
süre devamı gerekebilir. Tüm hastaların ses terapisini takiben seslerini
 düzgün kullanmaya devam etmeleri, kalıcı iyileşme açısından çok 
önemlidir. Hastalık tekrarlarının önlenmesi için sesin yanlış kullanımı 
dışındaki ilave faktörlerin de belirlenmesi ve gerekli önlemlerin 
alınması gerekir. Bu bağlamda ihtiyaç olan vakalarda konuşma terapisinin
 yanısıra; sigara kesilmesi ve sigara-kirli hava ortamından kaçınılması,
 reflü tedavisi ve reflü önlenmesi, hatalı boğaz davranışlarının 
engellenmesi, psikolojik destek sağlanması ve benzeri konular önemlidir.
 Ses teli nodülü, polibi veya Reinke ödemi aşamasına gelmiş vakalarda mikrocerrahi tekniklerle müdahale 
gerekebilir. Ancak bu vakaların da cerrahi girişimi takiben, ilerki 
yıllarda problemlerinin tekrarlamaması için, seslerini düzgün kullanmayı
 öğrenmeleri gereklidir. Yine ihtiyaç olan vakalarda sigara kasilmesi, 
reflü tedavisi, hatalı boğaz davranışlarını önlenmesi, hatta psikolojik 
destek uygulanması gerekebilir. Her bir lezyonun primer nedeniyle ve 
oluşan sarmalle ilintili önlemlerin uygulanması, sayılan ses teli 
hastalıklarında tekrarların önlenmesi açısından önemlidir. 
 
  
  
 
 
  
  
  
  
  
  
 Copyright/Main Edition 2012 - Comprehensive Revision 2015 - Limited Revision 2022 - Prof. Dr. TUNCAY ULUĞ
Bu internet sitesi, Prof. Dr. Tuncay Uluğ'un Otobiyografisi 
ve KBB Hastalıkları/Baş Boyun Cerrahisi Branşının Anlatımını beraberce içeren birleşik bir sitesidir. 
              Bu internet sitesinin tüm hakları saklıdır.
              Bu sitede yer alan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır; 
hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılmaz, bu konuda herhangi bir 
sorumluluk kabul edilmez.
              Bu site T.C. ve uluslararası fikir hakları kanunları ile 
korunmaktadır. Hastalıklarla ilgili bölümler tamamıyla Prof. Dr. Tuncay 
Uluğ tarafından yazılmıştır ve yine Prof. Dr. Tuncay Uluğ tarafından bir
 kitap olarak yayımlanabilir. Dolayısıyla hastalıkların tanımlandığı 
bölümler başta olmak üzere bu internet sitesinden alıntı yapılamaz.